Cevap: Yok Mu Duyan ?
Çok Değerli Seyyan Ablacığım,
Yüreğinizden gelen ve hançerenizi yırtarcasına haykırmış olduğunuz bu insanlık ayıbını, sizce duyması gerekenler duymuyor mu sanıyorsunuz? Suriye'de olup bu insanlık acılarını; Türkiye'nin Dış İşleri Bakanlığı ve başında ki zat ve Hükümetin Başkanı izlemez mi sanırsınız?
Türk kökenli kardeşlerimiz bu mezalimi sadece o coğrafyada mı yaşıyorlar? Ya Makedonya da yaşananlar, ya Batı Trakya daki Türk ve Müslüman kardeşlerimize yapılanların, Suriye'de yapılanlardan ne farkı var? Aynı baskı, aynı asimilasyon... Daha geçtiğimiz ay içerisinde, Bulgaristanda ki ırkçı militanların, cuma namazından çıkan, Türk ve Müslüman kardeşlerimize nasıl saldırdıklarını, onları acımasızca nası dövüp hırpaladıklarını biliyor musunuz? Bu insanlık dışı uygulamalar karşısında dışişlerinde herhangibir kınama dudunuz mu?
Sevgili Ablacığım,
Yıllar önce sizlerin anaları, babaları, ataları aynı mezalim ile karşı karşıya kalmadı mı? Yaşamadı mı?
Ama o zaman Türkiye'de ki hükümetin milli davalarımıza bakış açısı belliydi ve bunun gereğini de 1974 yılında yerine getirdi...Allah korusun, ya bugün aynı durum ile karşıkarşıya kalırsanız bana söylermisiniz hangi gerçek ile karsılaşacaksınız?
Lütfen Kıbrıs Milli Davamızda son 10 yılda yaşananlara bir bakınız, analiz ediniz, en haklı olduğumuz Kıbrıs konusunda nereden, nereye geldik? Siz Kahraman Kıbrıs Türk Halkının yıllarca direnerek, Türk Oğlu Türk kalabilmenin mücadelesini yapmış olduğunuz o gazi topraklardaki tüm kazanımlarımız, bugün ne halde! Müzakere masasında görüşülmedik konu kalmadı neredeyse!
Kıbrıs'ta da bir dönüşüm başlatıldı...Hem de en etkilisinden...Orada ki bu değişimin siz de farkındasınız...K.K.T.C'de Milli Davayı savunan 27 tane ulusal derneğimiz var...Lütfen bana söylermisiniz? Özellikle, 'Rum işbirlikçilerinin' ortaya koymuş olduğu tüm teslimiyetler karşısında ne kadar etkili olabildiler ve tepkili bir etkinlik yarattılar?
Geçtiğimiz dönemde yüreklerimizin aynı heyecanla atmış olduğu, yüreklerinden vatan sevdası taşan sevdalıların o topraklarda yaşadığından asla şüphem yoktur...Ama en çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan bu kritik dönemde, Mehmet'çiğe ve Türkiye'ye bu kadar fütusuzca dil uzatılan başka bir dönemde yaşanmamıştır...
Benim Mangal Yürekli Güzel Karakterli Ablacığım;
Sizin vatan sevdası ile dolu yüreğinizin bu topraklar için nasıl attığını ve hangi heyecanı paylaştığını en iyi bilenlerdenim, siz de beni en iyi tanıyanların başında gelirsiniz...
Kıbrıs Milli Davamızı, milletimizin yüksek menfaatleri için her platformda savunduğumu da bilirsiniz...
Ben bu otağda yazmaya başladığım yaklaşık üç yıl öncesine döndüğümüz de; her görüntüsünden milli duygular fışkıran bu onurlu otağı tamamen tesadüf eseri görmüş ve burada yazı yazmayı sitenin admininden bizzat ben talep etmiştim... Bugüne kadar yazmış olduğum yazılarım ortadadır...Peki ne değişmiştir ki? Aylardan beri yazılarım bu otağ da yayınlanmaz?
Benim yorumlarım da ortadadır...Var sayalım ki, yanlış anlaşılma odaklı bir hata yaşandı...Bu hatanın büyütülerek, davaya kırgınlığa dönüştürülmesine müsaade edilmesi nasıl kabul edilebilir?
Gerek a-mail yoluyla, gerekse telefonla ulaştığım otağ yönetimi hala burada yazılarımın yayınlanıp yayınlanmaması yönünde bana kesin bir yanıt vermemiştir...
Şimdi soruyorum size, birlik ve beraberliğe en çok gerek duyduğumuz ve aynı ülkü birliğini ve milliyetçi duruşu savunan benim kalemimden çıkan ve fikir birlikteliğimizi anlatan yazılarımın bu otağda neden yayınlanmadığını lütfen bir de siz yorumlar mısınız?
Hiç bir kimse bana şu mazereti öne sürmesin lütfen! ''efendim siz yazılarınızın neden toplu mail olarak duyurulmadığı yönünde yönetime soru sordunuz...'' Evet sordum, hem de defalarca Göktürk kardeşime... Hem de son dönemde, 1-2 kez Kültekin Kardeşime...
Ancak Göktürk'e şunu da söyledim, ya bu uygulamaya son veriniz... Ya da otağın maddi yönüne ben de dahil olmak üzere, yazarlarımızın verebilecek olanlarından katkı talep ediniz... Kültekin Kardeş, bu işin gönül işi olduğunu ifade etti, doğrudur... Pekiyi biz yazarların kalemlerinden dökülen yazılarımız da gönül işi değil mi? Gönüllerimizden taşan duyguları yazmıyor muyuz?
Son söyleyeceğim şey Seyyan Ablacığım; artık benim yazılarım bu otağda yayınlanmıyor ve ben yüreği vatan sevdası için son nefese kadar atacağını bildiğim ablama, bu konuyu şikayet ediyorum...Çünkü benim yüreğimdeki vatan sevdası da tıpkı sizinki gibi...
Sağlığınıza ve kendinize dikkat ediniz ablacığım... Geçen Cuma günü,3 Haziran 2011 tarihinde, adını benim koyduğum HASPOLAT köyünde yaptırmış olduğumuz MEHMETÇİK ANITININ açılışı yapıldı bu gurur gününe katıldınız mı?
Allaha emanet olunuz Seyyan Ablacığım...
Sevgiyle Selamlıyorum
Atilla ÇİLİNGİR