“YUH ARTIK!”
Önce özrümü dileyeyim sonra da büyük harflerle “YUH ARTIK” diyeyim…
Eminim ki sizde aşağıda yazdıklarımı okuyunca “Yuh artık” diyeceksiniz.
Sabah Gazetesi yazarlarından Ecevit Kılıç’ın <Ergenekoncuların “Doktora” yeri Kıbrıs> adlı yazısında bana yuh artık dedirten bazı pasajları birlikte okuyalım.
Mister Ferdi ile yaptığı bir röportajı yazmış bu yazısında. TMT’yi anlatarak başladığı yazısında bakın ne inciler yumurtlamış. Gerçi benim bunları yazmama da gerek yok nasıl olsa CTP’li ve ÖRP’li tüm vatandaşların yerel gazetelerine ek olarak son günlerde okudukları ikinci gazeteleri de “Sabah” olduğuna göre zaten bu konularda yeteri kadar bilgi sahibi oluyorlar ve maalesef bu dolduruşlara da inanıyorlar.
Fakat yine de yazmakta yarar var deyip birkaç satır la da olsa TMT’nin niçin kurulduğunu Soyer ve Ecevit’in gözünden anlatmak istiyorum. Yazı Ecevit’in TMT’nin kuruluşunu anlatan bölümle başlıyor
“Türk kontrgerillası kabul edilen Özel Harp Dairesi'nin ilk faaliyet alanı Kıbrıs oldu. Sonra da bu daire, adada yer altı faaliyetlerini yürütmek için illegal olarak 1958'de Türk Mukavemet Teşkilatı'nı (TMT) kurdu…
TMT'nin görünür amacı ‘Yunan derin devletin desteğiyle kurulan EOKA'ya karşı mücadele etmek’ olsa da, temel işlevi 'Türkler arasındaki demokratik ve sol hareketi bastırmak' oldu. Bu amaçla, adada işlenen siyasal cinayetlerin veya bombalama olaylarının sayısı da hiç az değil. Ergenekon davasında tutuklananların çoğu adada görev yapmış ve uzun süre bulunmuş isimler. KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer'in Ergenekon belgeleri ışığında Rauf Denktaş ve Derviş Eroğlu hakkında soruşturma yapılmasını istemesi, gözleri buraya çevirdi. İşte bu hafta Soyer ile Kıbrıs'ın neden üs olarak seçildiğini ve TMT'yi konuştuk.”
Şimdi buna “yuh artık” denmezde ne denir? Durun daha bitmedi. Birde iddianame ile ilgili bölümler var ki onlarda Soyer ve Ecevit ikilisi tarafından çok güzel kurgulanarak halkın beğenisine sunulmuş. Mal bu kadar ucuz ve kalitesiz olunca da halk arasında ister istemez rağbet görmektedir. Ecevit’in,
“Ergenekon'un Kıbrıs bağlantısı hep gündemdeydi. Neden şimdi harekete geçtiniz?” sorusuna Soyer’in verdiği yanıtta böyle soruya böyle cevap niteliğinde.
“İki iddianameyi de didik didik okuduk. Orada Kıbrıs'la bağlantıları gördük. Bu belgeler son günlerde Kıbrıs Türk basınında detaylı olarak yayımlandı. Ben de hemen resmi olarak bu belgelerin bana iletilmesini istedim.” Burada bir nokta koymak istiyorum. Henüz başbakanın elinde olmayan bu belgeler nasıl oluyor da KKTC medyasında her gün yazılıp çiziliyor acaba.
“Ne var bu belge ve raporlarda?”
“Öyle bir organizasyon ki, 'ölüm timleri' bile var. Bu ölüm timlerinin Rusya ve İran'da yaptıklarından bahsediliyor. Aynı zamanda bu timlerin hepsini 1998'de Kıbrıs'a getiriyorlar.”
“Kim bunu organize ediyor?”
Metal-İş Başkanı Mustafa Özbek. 1998 seçimlerini maniple etmeye çalışıyorlar…
Ne tuhaf değil mi CTP militanları da Rusya’da eğitilmişlerdi. Ne biçim bir ülkeyiz ki kendi militanımızı bile yetiştiremiyoruz.
Tüm bu teşkilatın başına da Mustafa Özbek getiriliyor ve Mustafa özbekle birlikte bu ölüm timleri 1998’den itibaren KKTC’de dehşet saçmaya başlıyorlar.
Bunların hepsi de UBP’nin yeniden iktidara seçilmesi ve de sırf Mustafa Özbek’in Kıbrıs’tan mal edinmesi için kurulan tezgahlar olduğunu da ima eden bu iddianamelerin köklerinin 1950’lere dek uzandığını da bir sorusuyla dilendiren Ecevit’in çanak sorusunu yine çok güzel cevaplıyor Soyer.
“Türkiye’deki derin devletin 1950'lerden itibaren eylem üssünün Kıbrıs olduğu artık bilinen bir gerçek. Ergenekon'un şimdiki isimlerinin geçmişten gelen ilişkileri var mı?”
“Elbette var. Rum örgütü EOKA'ya karşı demokratik bir mücadele vardı. İşte bu süreçte Özel Harp Dairesi vasıtasıyla demokratik ve ilerici Kıbrıs Türk halkının üzerinde terör uygulandı. Aydınlar, sendikacılar öldürüldü. "Rumlar öldürdü" denildi. Sonuçta demokratik hareket sindirildi. Özel Harp Dairesi, Türk Mukavemet Teşkilatı'yla (TMT) birlikte EOKA'ya karşı halkı ve meşru olan mücadeleyi terörize ederek şekillendirmeye başladı.
Alın size ikinci bir “yuh artık” daha! Hala bu adamlara KKTC’yi emanet edecek vatandaşımızın da aklına şaşarım. Kendi direnişini sabote eden bu insanlardan ne medet umuyor ki bu halk onu anlamış değilim.
Utanmazlar! Özel Harp dairesine de dil uazatarak“Özel Harp Dairesi'nin başına geçen isimler hep Kıbrıs'ta görev yapanlar. Ergenekon'dan tutuklu isimlerin önemli bir kısmının da bir dönem görev yeri burası..”demekten çekinmiyorlar ve de “İhtisaslarını burada yapıyorlar. Bir nevi doktora yaptıkları alan. Ergenekoncular da böyle.” Diyerek bu zehirli röportajı bitiriyorlar.
Yukarıda ki röportajın ne kadar kurmaca olduğu ve kasıtlı olduğu aşikar değil mi? İşte hep söyledim yine söylüyorum. Sandık başına gitmeden önce kararınızı verin, şehitlerimizin kanlarıyla kazanılan bu topraklardan ebediyen vazgeçmek istiyorsanız bu atılan iftiralara inanın ve oylarınızı sağa sola kaydırmadan direk CTP’ye verin. Yok, ille de vatanımıza sahip çıkacağız “Yuh olsun” bu erdemi görmeyenlere diyorsanız, oylarınız UBP’nin olmalıdır.