Yunanlı Subay Apo'yu Verdiğimiz Gün

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Yunanlı Subay Apo'yu Verdiğimiz Gün

Abdullah Öcalan'ın yakalandığı o günü, Kenya'da onu koruyan Yunanlı Subay Savvas yazdı. Savvas'ın kitabında, "kepaze olduk" diyor ve o günü şöyle anlatıyor.

Abdullah Öcalan’ın, 1998 yılında Yunanistan’a geldiği andan, Kenya’da kendisini Türkiye’ye götürecek uçağa bindirildiği Nairobi havaalanına kadar bir an bile yanından ayrılmayan koruması Yunan Milli İstihbarat Teşkilatı (EYP) eski üyesi Savvas Kalenderidis o dönemde yaşananları "Öcalan’ın teslim edilmesi: Hakikat saati" adlı kitapta topladı. Elefterotipia gazetesi önümüzdeki günlerde piyasaya çıkacak kitaptan alıntılar yayınladı.

İzmir’de askeri ateşelik yapan ve Türkçe bilen Kalenderidis kitabının "Apo’yu nasıl kaybettik" bölümünde şunları yazıyor:

"Kenyalılar, Öcalan’ın Yunan büyükelçiliğinden uzaklaşması için iki saat süre tanıdılar. Apo’yu istediği yere götürecek uçağı tahsis edeceklerini söylediler. Ancak bu sürenin bitiminden sonra gece boyunca olabileceklerden Yunanistan’ın ve Öcalan’ın sorumlu olacağını belirttiler. Büyükelçiliğe dönüp durumu Apo’ya anlattık. Hollanda, Finlandiya veya Almanya’ya gitmeyi düşündük. Bir an Apo ’Hiçbir yere gitmiyorum’ dedi. Yunan büyükelçisi Kostulas, Kenyalıların tehdidini hatırlattı. Öcalan’a dönerek ’Sayın başkan burası Yunan toprağı sayılır ve ben bir Yunan subayı olarak burayı koruyacağım. Bunu sizin için değil vatanım için yapacağım. Kararınız ne olursa olsun biz saygı göstereceğiz’ dedim. Öcalan bir süre düşündü ve yine duygularını sesini dinleyerek hata yaptı: Gideceğim."

Öcalan skandalından sonra sessizce EYP’den ayrılan ve Türkiye düşmanı bir "uluslararası stratejik araştırmalar" şirketi kuran Kalenderidis, Nairobi havaalanında yaşananlar için şunları yazdı:

"Apo’nun yanında olan Dilan, Nujyan, Melisa ve İbrahim liderlerinin başına geleni anladıklarında üstüme saldırdılar. Beni tekmeliyor, ’Liderimiz nerede? Ona ne yaptınız’ diye bağırıyorlardı. 10-15 dakika sonra Büyükelçi Kostulas geldi. Bana ’Savvas hiçbir şey öğrenemiyorum. Daha fazla kepaze olmayalım. Atina’ya haber vermem gerek. Ne diyeyim? Apo’yu kaybettik mi diyeyim?’ dedi.

Kostulas’a Atina’da gelen emir Apo’nun arkadaşlarını havaalanında bırakıp ortadan kaybolmamızdı. Hırsız gibi kaçmamız isteniyordu. Bunun mümkün olamayacağını Atina’ya bildirdik. Büyükelçinin rezidansına dönmek için taksi ararken küçük bir uçağın havalandığını gördüm. Saat 21.00 idi. Büyükelçiye uçağı gösterip ’Apo bu uçakta. Umarım Ankara’ya götürülmüyor’ dedim."
 
Üst