Cevap: Arap Kültürünün Türklüğü Yozlaştırması
Türkülüğün Kültür krizi : Atlantis’ten gelen orta Asya’da. Pasifik okyanusunda Mu_Uygur İmparatorluğunu kuran Türkler, tarih çağlarından sonra birçok imparatorluk ve devlet kurmuşlardır. Büyük bir teşkilat ve kuruculuk, önderlik vasfına sahip olan Türk’ler Orta Asya’dan sonra 3 kıtaya yayılarak birikim ve kültürlerini gittikleri ülkelere taşımışlardır. Türkler 7.yy da Göktürk alfabesini kullanıyorlardı. Daha sonra 24 harfli Uygur Türk alfabesini kullanmaya başladılar. Göktürk alfabesi ile Orhun kitabesini anıtlaştırdılar. Kendi yazıları ile destanlar yazdılar.
10.yy dan sonra Türklerin İslam la yakın teması, Türklerin tarihinde büyük gelişmelere sebep oldu. 670-740 arası 70 yıl sürecinde Emevi’ler döneminde İslamlaştırmak bahanesiyle; Araplar tarafından Türk yurdu orta Asya Seyhun, Ceyhun nehirleri arası Semerkant, Buhara, Curcan, Talkan ve Horasan Kafkaslar yağmalanmıştır.Arap çöllerinden getirilen 10.000lerce Arap aşireti, yağmaladıkları Türk’lerin, evlerine yerleştirilmiş Arazileri ellerinden alınmıştır. Arap’lar 10.000lerce Türk’ü esir ederek Horasan’da esir pazarında satmışlardır.Araplar kadınları cariye çocukları köle yaptılar.Arap zulmü bu kadarla kalmadı; 100.000lerce Türk’ü de katlettiler, soy kırım yaptılar.Türk düşmanı Araplar, Türk’leri zorla İslam yapamadılar fakat Türklerin ana yurdunda Türkçe yi yasaklayarak Türk kültürüne en büyük darbeyi vurdular.Türkler i aşağıladılar. Ancak Abbasiler zamanında Türkler kendi istekleri ile İslam’ı kabul ettiler.Geniş açıklamaları ileri sayfalarda bulacaksınız.
Abbasiler döneminde Arap ordusunda gönüllü görev alan Türkler İslam’ın yayılmasında, genişleme sürecinde büyük etken oldu. İslam ülkelerinin sınırlarını Kafkaslar, Anadolu ve Orta Asya’ya kadar taşıdılar. Arapları, İslam’ı şana şöhrete götürdüler.
Türkler Müslümanlığı kabul ettikten sonra Bedevi örf ve hurafesinin etkisinde kaldılar. Manevi değerlerini, Türk kültür ve benliğini de yitirmeye başladılar. Emperyalist Arap asimilasyonu, Türk kimliğini unutturdu Türklük aşağılandı.Ümmetçilik kültürü sahiplenildi. ”Kültürünü kaybeden uluslar yok olmaya mahkumdur.”
Türklük en büyük darbeyi Ortadoğu İran Horasan’da hüküm süren büyük Selçuklu Devleti zamanında yedi. Alpaslan ve Melik şah’ın veziri nizamiye medreselerinin kurucusu, fanatik Fars ve Bedevi hayranı Arap milliyetçisi Nizam-ül mülk Türk dilini yasaklayarak işe başladı.
Katı şer-i kurallarla devlet yönetiminde söz sahibi olan Nizam-ül mülk Türk kadınını yönetimden uzaklaştırdı. Kadını erkeğin kölesi, hizmetçisi haline getirerek eve kapattı ve örtündürdü. Devlet dairelerinde Türkçe yi yasakladı. Mezhep ve tarikatçılığı körükleyerek Türk halkını hasım Alevi, Sünni çatışmasına soktu. Dilini, kültürünü kaybeden Türklük kavgalı parçalara bölündü. Ümmetçi, bedevi ihaneti Büyük Selçuklu Devletini yok etti.Türk ulusu en büyük ihaneti düşmanlarından değil, yönetenlerinden gördü.Nizam ül mülk Türk ulusunu ümmetçiliğe boğdurdu.
11.yy da Süleyman Şah tarafından kurulan Anadolu Selçuklu Devletinde de Türklük ve Türk kültürü dışlandı. Arap hurafe objeleri dine mal edilerek sahiplenildi. Din adına cehalet ve beşeri zafiyetlerle Türklüklerini de unutan Selçuklular ümmetçi Bedevi Arap kültürünü yücelttiler. Türkler adeta kendilerine örflerine ihanet ettiler. Kendi alfabelerini, dillerini Arap dili ve alfabesine kurban ettiler. Yazması ve okunması zor ilkel Arapça aşiret yazısı Türk halkını cehalete mahkum etmiş, geri kalmışlığın en büyük sebebi olmuştur. Kendini ve kültürünü yenileyemeyen, Türklüğe,Türk diline, Türk kültürüne ihanet eden Anadolu Selçukluları da yok oldular.
Anadolu Selçuklularından sonra Anadolu’da kurulan 3 kıtaya egemen olan Osmanlı İmparatorluğu’ da 16. yy dan sonra milli Türk kültür ve kimliğini, Bedevi Arap kültürünün kurbanı etmiştir.Osmanlı imparatorluğu yönetimini, Şeyhlerin, dervişlerin, molla ve Şeyhülislamın yönetimine bırakarak çöküş dönemine girmiştir.”Başkalarının atına binen çabuk iner”
Yavuz Sultan Selim’in mezhep çatışmalarına Türk halkını sokması ile alevi, Sünni çatışmaları Türk halkını perişan etmiştir. ‘’Bu konu Osmanlı nereden nereye de açıklanmıştır’’.
Türklüğe düşmanları değil yönetenlerin ihaneti, ümmet tebaa yapanların gafleti en büyük kötülüğü yapmıştır. Hala vehhabi bedevi, el_kaide hayranı gafiller, şeriatçı, ümmetçi yerli mollalar Türklüğü, ortaçağ karanlığına götürmeye çalışmaktadır.
Geri kalmışlıktan kurtulmanın yolu çağdaşlaşmaktır.
Evrensel hukuk, demokrasi, insan hakları, laik devlet çağdaşlaşmanın güvencesidir.
Laik devlet, dinler arası mezhep çatışmalarına, radikal din sömürüsüne karşı, demokrasi ve insan haklarının barışın teminatıdır.
Yenilenmek çalışmak üretmekle toplumlar demokrasi ve evrensel hukuk düzeni içinde ancak geri kalmışlıktan kurtulabilir.
Teokratik yaşamda, gasp, soygun, katliam, kavga ve terörizm vardır. Türklerin geri kalmışlığının nedeni; yönetenlerinin Türkün asalet ve kültürünü yenilenmeye, çağdaşlığa karşı Bedevi kültürüne boğdurmaları olmuştur.
İslam-i terör örgütleri dünyaya dehşet ve vahşet saçmaya devam etmektedir. Araplar hep Türklere kötü örnek oldular.Üretmeyi yapmayı değil, saldırganlığın yağmacılığın kötü örneği oldular.
Araplar, zulmü soygunu, yağmayı kahramanlık saydılar.
Sürekli cihat ilanı ile Türk düşmanlığı yapan Araplar 10.000lerce Türk askerini katletmiş, bedevi etkileşmeleri Türk ulusunun bin yılını karartmış bulunmaktadır.
Türkler ve ihanete uğratılan Türk dili :
Milletler, dilleri çökertilerek yok edilir. Bulgarlar, Macarlar, Finliler,Hazar Türkleri, dillerini kaybettiklerinden, Türklüklerini de kaybetmişlerdir.
Türk : Türk, güç, kuvvet, erk anlamındadır. Türk, Türk dilini, çeşitli lehçelerini konuşan soy ve bu soydan olan kimsedir. Türkler Asya ve Doğu Avrupa da yaşarlar.
Türk dili çok zengin bir dildir. Türkçe de 75 bin kelime ve deyim vardır. Dilbilimci Kaşgarlı Mahmut, yalnız divan-ı luga-ti Türk’te 7500 Türkçe sözcük belirlemiştir. Uygur metinlerinde Türk kuvvetli eş anlamlı ’’erk’’ olarak tanımlanmıştır. Oğuz, Türk Uygur ve Tatar gibi adlar Türk boylarıdır.
İlk Türk anadili, Büyük Hun İmparatorluğu zamanındaki 2. yy a kadar konuşulan eski Türkçe’dir. Eski Türkçe’de Göktürk alfabesi, Göktürk Orhun yazıtları ve 24 harfli Uygur Türkçe’si metinleri ile belgelenmiş bulunmaktadır.
10.yy da Türklerin İslamiyet’i kabul etmesi ile, Arap harfleri alınarak Türkçe’ye en büyük darbe vurulmuştur. Yazılması ve öğrenilmesi zor, ‘’yunanca, İbrani’ce, Keldani’ce, Süryani’ce, Kopt’ça’’, karışımı ilkel aşiret Arap dili ve yazısına,Türk dili ve yazısı din uğruna kurban edilmiştir. Türk’çe yi Arap ve Farsça’ya kurban edenler Türkleri yönetenler olmuştur.
Çağ dışı Arap alfabesi Türklerin cahil kalmasının en büyük sebebi olmuştur.
Arap Emperyalist milliyetçiliği ve Arapça, Farsça, Türklüğü ve Türkçe’yi sabote etmiştir.
Doğu Türkçe’si, Orta Asya’da Türklerin müşterek Türkçe sidir. Batı Türkçe’si Oğuz Türkçe sidir. Yazı dili olarak kullanılmıştır. Birde Kıpçakların kullandığı kuzey Türkçe’si vardır. 15. yy a kadar kullanılmıştır. Kıpçakça ve Oğuzca batı Türkçe’si ile birleşmiştir. Çağatay Türkçe’si 15. yy da edebiyat dili olarak kullanılmıştır. Özbek, yazı dili ve kırım ve Kazan Türkçe’leri etkileşerek gelişmiştir.
Batı Türkçe’sinin gelişmesi Azeri ve Osmanlı Türkçe’sini etkilemiştir.
13. yy dan 1908 e kadar Türk dil kolları, Çağatay öncesi Çağatayca, Kıpçak Türkçe’si ,Kazan Türkçe’si kolları aktif ve etkin Türk dili olmayı başarmıştır.
Büyük Selçuklularda, Nizam-ül Mülk zamanında ve Anadolu Selçukluları devleti 2. Gıyasettin Keyhüsrev döneminde, Arapça, Farsça yazı dili olarak resmen kabul edilmiştir. Türk dili kamuda yasaklanarak, Türk diline en büyük hıyanet yapılmıştır.
Anadolu Türk beylikleri döneminde bu ihanete son veren Karaman oğlu Mehmet bey fermanı ile Türkçe resmi dil olarak ilan edilmiştir.
10. yy dan itibaren Arap ve Fars hayranı Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu devletini yönetenler, Türklüklerini dahi inkar eder duruma düşmüşlerdir. Karaman oğlu Mehmet beyin, Türkçe’den başka dil konuşulmayacak fermanı ile Türkçe’ye sahip çıkılmış, Türkçe’nin tekrar resmi dil ilan edilmesi, Türk dilini ihanetten kurtarmıştır.
16. yy dan itibaren şeriat hukukunun esiri olan Osmanlı, Türkçe’yi, %50 Arapça, %30 Farsça içeren Osmanlı’ca karanlığına gömmüştür.
Arap ve Farsça’yı edebiyat dili yapan Osmanlılarda, halkın %93ü Osmanlıca’yı bilmiyordu. Halk ve Osmanlı yöneticileri yabancılaşmıştı.Türk dilinden, kültüründen, ilimden ve bilimden yoksun kalan Osmanlı, kendini yenileyemediğinden yok olmaktan kurtulamadı.
Dünyada, çeşitli Türk lehçeleri ile konuşan 200 milyon Türk bulunmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk,Türklüğü çağdaşlığa taşıyan devrimleri gerçekleştirmiş ve tevhidi tedrisat kanununu(öğretim birliği yasası) gerçekleştirerek Türk diline saygınlık kazandırmıştır.
Atatürk, 1928 de okuması, yazması kolay Türk alfabesi devrimini yapmış, 1932 de Türk dil ve tarih kurumunu kurarak dilimizi, Arap aşiret ve Fars kültür emperyalizminden kurtarmayı başarmıştır. Türk dili resmi, saygın edebiyat ve kültür dili olmuştur. Arap’ça, Fars’ça, Osmanlı’ca divan edebiyatı kelimeler ve deyimler Türkçe’den ayıklanarak atılmış, Türkçe bu günkü güzelliğine kavuşmuş bulunmaktadır.Türk ulusuna güzel dil Türk çe yakışır!
Günümüzde halen Osmanlıca karanlığından siyasi çıkar sağlamayı uman, çağdaş eğitime karşı çıkanlar, Osmanlıca sosyal bilimler lisesi kurma gayretindedirler. Genel liselere karşın Kemalizm’i yıkmak, tevhidi tedrisat kanununu ve devrim yasalarını aşındırmak; Türk dilini, Türk milliyetçiliğini yok etmek;Osmanlıca’yı ve Arapça’yı diriltmek isteyenler de Milliyetçi Arap emperyalizmi de en büyük sorun olmaya devam etmektedir.
Geçmişte hep ihanete uğrayan Türklük, Türk dili ve kültürü yok edilememiştir.
Türklük, Türk ulusu,Türk kültürü ve dili, gelecekte daha güçlü olacak, sonsuza kadar yaşayacaktır.
İslamlaştırmak bahanesi ile Arapların katlettiği 100 binlerce Türk ve Arapların yağmaladığı Türk yurdu orta Asya :
Orta Asya’da
Türk katliamı : Arapların Türkleri zorla Müslümanlaştırmaları 670 yılında başlamış.
740 yılına kadar devam etmiştir.
‘’Zekeriya Kitapçı yeni İslam tarihi ve Türkler’’
Araplar İslam öncesinde vahşi çölde, bedevi,yoksul, Perişan, huzursuz ve ilkel bir aşiret hayatı yaşıyorlardı. İslam’ın ilk devirlerinden itibaren Arap mücahit gazilerin, askerlerin aldığı yüksek maaş ve ganimetlerle yaşantıları bir anda değişmiş, servete , zenginliğe kavuşmuşlardır. Sefalet içinde yaşayan Araplar, zengin olmak, yoksulluktan kurtulmak, ganimetten pay almak için Medine’ye kafileler halinde gelmeye başladılar. Arap göçü aileleri ile beraber, Arabistan dışına Emeviler devrinde de devam etmiştir. Arap göçü İran’a, Türkistan’ın Buhara, Baykent, Semerkant, Curcan, Talkan ve Orta Asya şehirlerine devam etmiştir. Türk illerinde, Türkler kılıçtan geçirilerek evleri, arazileri ellerinden alınmış yerlerine 10.binlerce Arap aşiretleri yerleştirilmiştir. Türklerin malları Araplara ganimet, karıları, kızları cariye ve esir edilmişlerdir. 10 binlerce Türk esir, Horasanda esir pazarlarında 300-500 dirheme satılmışlardır. Katliama iştirak eden Arap askerleri 2400 dirhem (gümüş para) maaş veya 7-8 esir alıyorlardı. Ayrıca yağmadan, ganimetten de pay alıyorlardı. 3-5 keçi veya 1-2 deveden başka bir şeye sahip olmayan Bedeviler servete zenginliğe kavuştular. Türk yurdu Orta Asya ve Kafkasya’yı 70 yıl yağmaladılar. Türklerin, malını, mülkünü, değerli birikimlerini gasp ettiler ve yağmaladılar. İpek yolundan deve kervanları ile Arap valileri ve halife hazinesine (beytülmal-e) Türk illerinin servetini yıllarca taşıdılar. Bütün bu soygun, gasp ve yağmalamayı İslam, din ve Allah diye yapıyorlardı. Orta Asya Türk illerinde milliyetçi Arap emperyalizmi Türkçe’yi yasaklamış, Türk kimliğini, kültürünü İslamlaştırmak bahanesi ile baskı, zulüm ve katliamla yok etmek istemişlerdir.
Muaviye zamanında Araplar, evvela 2700 kişilik bir ordu ile Fergana’ya saldırdılar. Daha sonra Horasan’ı işgal ettiler. 673 de Buhara’yı yağmaladılar.
Kibaç Hatun yönetimindeki Semerkat’a saldıran Araplar, gasp, soygun, katliam yaptılar. Semerkant’ı yağmaladılar. Esir aldıkları Türk gençlerini Horasan’da esir pazarlarında sattılar.
Türklerin asimilasyonu Abdül melik ve Haccac döneminde devam etti. Türk beyliklerinin birlik olamayışları, Soyguncu,Gaspçı Arapların işini kolaylaştırıyordu. Yağmadan, soygundan, ganimetten pay almak Arap askerlerinin cesaret ve iştahını kabartıyordu.
Haccac Irak genel valisi, Kuteybe Horasan valisi iken.; 705 yılında Türk yurdu Baykent’e saldıran Horasan valisi Kuteybe, Türkleri haraca bağlar; Büyük bir katliam yapar. Türk kadınlarını, çocuklarını esir alır. Arabistan’dan getirttiği on binlerce Arap aşiretlerini Türklerin evlerine yerleştirir. Türklerin arazileri evleri ellerinden alınır. Yağmaladığı her şey Arap’a helal ve ganimettir. Daha sonra Kuteybe Buhara’ya saldırır, Türkler direnir. Savaş çok kanlı olur. Kuteybe her Türk’ün başı için askerlerine 100 dirhem vaat eder. Araplar binlerce Türk’ü kılıçtan geçirir. Kadınlar, kızlar köle ve cariye yapılır, Türk kadınlarına tecavüz edilir. Horasanda satmak için binlerce köle Türk götürülür. Buhara vergi ve haraca bağlanır.
Baskı ve zulüm yapılarak katliama devam edilir. Buhara’ya on binlerce Arap ailesi Bedevileri getirilerek yerleştirilir.
Bazı Türk beylikleri, canlarını, mallarını, Arap vahşetinden kurtarmak için antlaşma yaparlar fakat Kuteybe, kalleşlik yapar, hepsini teker, teker yok eder.
Buhara’dan sonra Talkan Şehrine saldıran Araplar, 40bin Türk’ü kılıçtan geçirir, şehri yağmalar. Kadınları, kızları esir ve cariye yapar. Cesetleri yolun iki yanındaki ağaçlara asarak Arap vahşetini İslam adına yaparlar. Daha sonra Kes ve Nesef şehrinde aynı katliam ve yağmaları yapan Araplar, gasp ve soyguna devam ederler. Bundan sonra Faryap’ı yağmalayan Araplar katliamlarını sürdürürler.
Kuteybe Tarhan beyi ile anlaşır fakat hile ile Tarhan’a saldırır 700 Türk’ün başlarını kestirir ve bu cani kuran da ki ayetlerin emrini yerine getirdiğini söyler.
Kuteybe Harzem’de 4 bin Türk’ü esir alır ve öldürür. Halk isyan eder Kuteybe’de Harzem’i yakar ve şehirdeki Türklerin tamamını katleder.
Harzemden sonra Kuteybe Semerkant’ı kuşatır. Semerkant emiri Gurek bey Araplara 30 bin Türk gencini köle olarak vermek mecburiyetinde kalır.
Curcan katliamı. Katili Kuteybe 716 da ölür. İbn-i Mühellef Horasan valisi olur. Dağıstan’ı işgal ederek yağmalar, 14 bin Türk’ü öldürür. Curcan 300 bin dirhem karşılığında Araplara teslim olur, fakat Curcan halkı ayaklanır Arap askerlerini öldürür. Yezit büyük bir kuvvetle Curcan’ı kuşatır.7 ay savaşır. Curcan Arapların eline geçer. Türkleri katleden Araplar, Türkleri Curcan’da da Ağaçlara asar. Öldürdüğü Türklerim kanını nehre akıtır. Su değirmenleri kanlı akan bu sularla çalışarak bu vahşeti yapan Araplar un öğütür. Kaynaklarda, Talkan katliamında öldürülen Türklerin sayısı kadar(40 bin ) Türk’ün Curcan’da da Araplar tarafından katledildiği kaydedilmektedir.Emeviler orta çağdan bu yana Araplar, Türklerin hep baş belası olur.
717 yılından sonra Araplar kendi aralarında çatışmalara girer, katliamlar olur ve Arapların Türk katliamında duraklama dönemi başlar.
720 ler den sonra Türkler Arap vahşetine karşı birleşmeye başlarlar. Hakan Sulu Gök Türklerin başına geçer. Arapları Türklerin ana yurdundan atmak için mücadeleye başlar fakat 739 da Türkler arası ihanetler devam eder. Arap işbirlikçilerce Hakan sulu öldürülür, Türk ordusu dağılır.Türk’lerin Arap katliamları ile zayıf düşmesi, Çinlileri cesaretlendirir. Çinliler doğu Türkistan’dan sonra batı Türkistan’a saldırıya geçerler.Çin saldırıları 750 yılına kadar devam eder.Abbasi’lerin Arap yönetimine gelmesi ile Arap gasp ve soygunundan kurtulan Türk’ler, Talaş meydan savaşında ,Çinlileri yenerek batı Türkistan’ı kurtarır.
Türklerin ana yurdunda 100 binlerce Türk’ü katleden Arapların aralarındaki ganimet kavgaları Türk katliamlarını yavaşlatır. Yağmadan, baskından, katliamdan kurtulan Türkler son Emevi Arap valisi İbn-i seyyar zamanında İslam’a ısınmaya başlar. Emperyalist Arap milliyetçisi Emeviler 750 de yıkılır. Abbasiler yönetime geçer. Abbasiler Türk soykırımını durdurur. Türklere fazla ayırım yapmaz. Türklerde Abbasilere yardımcı olurlar ve İslamiyet’i kabul etmeye başlarlar.
11.yy dan itibaren Horosan’da kurulan Büyük Selçuklu egemenliği, Türklere yapılan Arap zulmünü sona erdirir. Orta Asya ve orta doğu da yüksek karakterli, kin tutmayan, affedici, barışçı Türk ulusunun egemenliği başlar.
(geçmişini bilmeyen toplumların geleceği karanlık olur)
Çağdaşlığın, uygarlığın önderi Atatürk :
Taassubun, tabunun kurbanı olan Türklük ; Atatürk’ün dehası sayesinde karanlıktan aydınlığa çıkmıştır.
Atatürk, Yüce Türk Ulusu’nu Bedevi tebaası haline getiren gaflet ve hıyaneti yaşatan Osmanlı’dan kurtarmış, tekrar Türk Ulusu kimliğini Türklüğe kazandırmıştır.Türklük ümmet, tebaa köleliğinden kurtulmuş, Türk Ulusu olmuştur.
Türk toplumu Atatürk’ün önderliğinde demokratik laik devlet yönetimini kabullenmiş, evrensel hukuku benimsemiş, kadın erkek eşitliği ilke ve devrimleri ile çağdaş bir toplum olarak dünya devletleri arasında hak ettiği yeri almıştır.
Atatürk’ün ilke ve inkılapları ile Türk kadını da toplumda saygın bir yer kazanmış, siyasette, eğitimde ve iş hayatında erkek ile yan yana, çalışması sağlanmıştır.
Geçmişte Türk kültürünü Bedevi kültürüne kurban edenlerin işbirlikçileri, bu günde Atatürk’ün ilke ve inkılaplarını hiçe saysalar da, Atatürk’ün izinden ayrılmayan bu toplum kadını ve erkeği ile onlara gereken dersi verecektir .Atatürk ün deyimi ile “Ne mutlu Türküm diyene!”
Türkiye Cumhuriyeti : (1923) Cumhuriyeti kuran Atatürk, felsefi, pozitif bilim çağına yaraşan inkılapları yapmış, köhne orta çağ (Teolojik) ümmetçi, tebaa dönemini kapatmıştır.
Atatürk etik felsefesini Türk insanına rehber etmiştir.
Olgular ve çağdaş tanımlamalar:
Devlet : Türk Devleti hukukla yönetilir. Devletin anayasası hukukla belirlenir. Devlet şekli laik demokratik Cumhuriyettir. Kadın erkek eşittir. Kadın,
erkek ayırımı yapılamaz. Yönetimi Demokrasidir. Türk halkı kendini yönetir.
Kılık Kıyafet : Çağdaş olmalıdır. İlkel çağdışı, bedevi, çöl örtün kapan çarşaf, peçe, türban, Arap paçavrası, Türk kadınının kıyafeti giysisi olamaz !
Türk kadını, aklı, kültürü, kişiliği ve saygınlığı ile kendini korur. Koruyuculara ihtiyacı yoktur.Türk kadınına çağdaşlık yaraşır.
İnsan hakları ve kadın hakları karşıtı şeriatçı, gerici, din ticareti yapan sömürücüler, çağdışı türban paçavrasını simge yaparak Türk kadını nı kullanmaktadırlar.
Din: Bireyle Allah arasında inanç, evrimle gelişen mecaz yoludur.İnsanlar inandığı gibi yaşamalıdır. Dini siyasi amaçla kullanmak en büyük ahlaksızlıktır.
Laiklik : Dini ve devlet işlerini birbirine karıştırmamaktır. Dinin siyasete karıştırıldığı ülkelerde toplumlar huzursuz, kavgalı, sefalet ve yokluk içinde bulunmaktadır.Demokrasi insan hakları uygarlığın en temel öğesidir.
Laiklik, kadın özgürlüğünün, demokrasinin ve insan haklarının teminatıdır.
Kanun : Lafsıyla veya ruhuyla temas ettiği bütün meselelerde geçerlidir. Hakkında, kanuni bir hüküm bulunmayan bir meselede hakim örf ve adete göre, örf ve adet dahi yoksa, kendisi kanun koyucusu olsaydı nasıl hükmedecek idiyse öyle hükmeder.
İnsan hakları Beyannamesi : insan hakları beyannamesini 1948’de İslam ülkeleri arasında yalnız Türkiye Cumhuriyeti imzalamıştır. Teokratik ülkelerin hiç biri demokrasiden yoksun oldukları için imzalayamamışlardır.
Evrensel hukuk : Akla ve mantığa uyan çağdaş hukuk sistemidir, uygarlığın teminatıdır.
Teolojik hukuk algılamaları ve yaptırım objeleri :
Şeriat : Ortaçağ teolojik devlet hukuk sistemidir.
Bedevi hukuk : Bedevi Kültürü Baskın, soygun, yağma, katliam, cinayet, iftira, ele geçirilen mal ganimet. helal…
İslam-i terör örgütleri, canlı bombaları nasıl yönlendiriyor :
Cihat ilan etmek : İslam karşıtları ile Allah’ın askerleri olarak savaşmak.
İslam-i teröristin öldürdüğü düşman cehenneme gider. Ölen terörist şehit olur;
sonsuz cennet yaşamına kavuşur. Huriler teröristi cennette beklemektedir.
Katliamdan başarı ile dönen terörist Gazilikle onurlandırılır. Ele geçirilen mal ganimettir, ganimet helaldir.
H. Murat ÇELİK