AİDS virüsüne, virüs taşıyıcı annelerin sütünde de rastlanmıştır. Doğumdan kısa bir süre sonra virüsü alan annelerin enfeksiyonu bebeklerine süt yoluyla bulaştırdığı olgular da bildirilmiştir.
Henüz kanıtlanmamış bulaşma yolları - Bilim adamları varsayılan, ama henüz kanıtlanmamış HIV bulaşma yolları üzerinde yoğun çalışmalar yapmaktadırlar. Aile, okul, işyeri, hastane gibi ortamlarda virüs taşıyıcı insan sayısının gittikçe artması, ayrıca virüsün kan dışındaki vücut sıvılarında da bulunduğunun saptanması, bilinenlerin dışındaki bulaşma yollarının da dikkatle araştırılmasını gerektirmektedir.
Birçok araştırma HlV'in ter, tükürük, gözyaşı, idrar gibi vücut sıvılarıyla bulaşmadığını göstermektedir. Bu nedenle kan ya da cinsel ilişki yoluyla bulaşmanın dışta tutulduğu aile, okul ya da işyeri gibi ortamlarda virüs taşıyıcı kişilerin virüsü bulaştırma tehlikesi yoktur. Tuvalet, havlu, elbezi gibi yer ve eşyaların ortak kullanımı tehlike yaratmaz. Virüs sivrisinek gibi böcek
-malanyla da geçmemektedir.
Şimdi bu sonuçlan veren araştırmaları daha ayrıntılı inceleyelim:
Tükürükle bulaşma olasılığı: Virüsün tükürükte görülme oranı kanda görülme oranından çok düşük olmakla birlikte, taşıyıcıların tükürüğünden de virüs ayrıştırılmıştır. Öte yandan çok az tükürük, vücut dışı ortamda AİDS virüsünün üremesini önlemektedir.
Bir varsayıma göre tükürükle bulaşma büyük miktarlarda kanın tükürüğe karışmasıyla gerçekleşebilir. Bu yöndeki araştırmalar özellikle kanında virüs taşıyan kişilerin ısırdığı ya da hastane ortamında tükürükle ilişkisi olanlar üzerinde yürütülmektedir. 1986'da bildirilen bir çocuk hastanın enfeksiyonu ısırma yoluyla almış olabileceği üzerinde durulmuş, ama bu hastanın geçmişiyle ilgili bilgilerin yeterli olmaması nedeniyle kesin sonuca varılamamıştır.
AIDS'li hastalar tarafından ısırıldıktan sonra uzun süre izlenen sekiz sağlık görevlisi ve sekiz çocukta virüs saptanmamıştır. HIV'li hastaların tükürüğüyle ilişkisi olan sağlık görevlilerinin hiçbiri virüsü almamış, ağız yoluyla HIV'li hastalara yapay solunum yaptıran iki görevlide de bulaşma görülmemiştir.
Gözyaşıyla bulaşma: HIV kanında virüs bulunan kişilerin gözyaşından çok ender olarak elde edilmiştir. Bugüne değin gözyaşı ya da kontak lens yoluyla bulaşma bildirilmemiştir, ama muayene ya da lens denemeleri sırasında virüsün bulaşma olasılığı üzerinde durulmaktadır.
İdrarla bulaşma: HlV'in idrardan elde edilme sıklığı da çok düşüktür. Hastaların idrarıyla ilgili işlemler yapan sağlık personeli arasında bu yolla bulaştığı bilinen herhangi bir olguya rastlanmamıştır.
Aids Hastalığında Epidemiyoloji
Epidemiyoloji, bir hastalığın toplumlarda veya çeşitli bölgelerde dağılışını ve sıklığını inceleyen bilim dalıdır. Biz bu bölümde AİDS'in dünyanın çeşitli yerlerinde ortaya çıkışını, dağılışını ve sıklığını kısaca anlatacağız.
ilk defa, 1981 yılı ilkbaharında, California Üniversitesi'nden Dr. Gott-lieb ve arkadaşları 5 homoseksüel erkekte "Pneumocystis carinii" mik-robuyla oluşmuş pnömoni (zatürree) gördüklerini bildirdilerBu çok nadir pnömoni şekli, genellikle bazı ilerlemiş kanser ve lösemilerde ve bir de, böbrek nakli yapıldıktan sonra yeni böbreğin atılmaması için vücut bağışıklık sistemine (immün sisteme) baskı yapan ilaçlar verilen hastalarda görülürdü. Bu pnömoninin sağlam görünüşlü 5 erkekte birden görülmesi dikkati çekmişti. Bu 5 kişiden ikisi de tedaviye cevap vermeyip ölmüşlerdi.
Hemen aynı günlerde, New York Üniversitesi'nden Dr. Friedman son 30 ayda tesbit ettiği 26 Kaposi vak'asını bildirdi. Bunların 20 tanesi New York'ta ve 6 tanesi California'da görülmüştü. Hastaların hepsi erkek ve homoseksüel olup, yaşları 26 ile 51 arasındaydı ve 4 tanesinde de ayrıca pneumocystis carinii pnömonisi vardı. Teşhisten sonra geçen 2 yıl içinde hastaların 8 tanesi ölmüştü. Kaposi sarkomu gibi çok nadir bir tümörün böyle sıklıkla görülmesi çok dikkate değerdi.