HAZAN Ve HÜZÜNLÜ Duyguları Sevenlere...

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Konustum, sus dediler..
Sustum, cevap beklediler..
Agladim, gül dediler..
Güldüm, Gamsiz diye seslendiler..
guller1.jpg

Sev dediler, herkesi sev..
Sevdim..Saf bildiler..
b-45096-sevgi.gif

Kirdilar Kalbimi affet dediler..
Affettim, tekrar tekrar sancittilar..

Benimse birtek sözüme sirt cevirdiler..
Hayatin

kurali bu, yanilacaksin, kirilacaksin, üzüleceksin dediler..
karanlik.jpg


Ama hic dedirtmediler..hep dediler..
Birakmadilar, bende diyeyim icimdeki siziyi, sanciyi, kirginligi..
Hep dediler ama dinlemediler..
Aldirmadilar gözyaslarima..
Bense hep Sustum..Sustum..
romantik066bb.jpg

Bugün ise artik dinleselerde konusamam..
Diyecek sözüm, kuracak cümlem, koyacak noktam kalmadi..
bayanpipoyl1.jpg

Ne var ne yok Bogazimda dügümlendi..Yutkundum oracikta kaldi..
Kimseyi kirmamakti, üzmemekti susmamdaki amac..
pic21045pq8.gif

Ama geriye dönüp baktigimda, ben o kadar kirilmisim ki..
Aci bir Gülümseme kaldi benligimden geriye..
Hayat iste :)

 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
elifistanbulshahediye.gif


Gözlerin İstanbul Oluyor Birden

Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden..
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden..

Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım..
Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen..
Durgun sular gibi azalacağım,
Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen..
Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince..
"Yalnız gözlerime bak." diyeceksin..
Ellerim usulca ellerine değince
Kaybolup gideceksin..
Bir elim seni çizecek bütün pencerelere..
Bir elim seni silecek..

Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere
Senin için yeni baştan can kesilecek..
Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde,
Sonra seni kaybetmek hemen her yerde..
Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak,
Yapayalnız kalmak iskelelerde..
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden
.


http://boomp3.com/listen/c05cazcml_s/ferhat-göçer-biri-bana-gelsin
alıntııııııı
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Bâyezîd-i Bistâmî yağmurlu bir havada Cumâ namazına gitmek için evinden çıktı.Sağnak hâlde yağan yağmur, yolu çamur hâline getirmişti.Yağmur bitinceye kadar bir evin ihâta duvarına dayandı.

Çamurlu ayakkabılarını duvarın taşlarına sürerek temizledi.Yağmur yavaşlayınca câmiye doğru yürüdü.Bu sırada aklına bir mecûsînin duvarını kirlettiği geldi ve üzülerek;

- Onunla helâlleşmeden nasıl Cumâ namazı kılabilirsin? Başkasının duvarını kirletmiş olarak nasıl Allahü teâlânın huzûrunda durursun? diye düşündü ve geri dönüp o mecûsînin kapısını çaldı.

Kapıyı açan mecûsî;

- Buyrun bir arzunuz mu var? diye sorunca;

- Sizden özür dilemeye geldim dedi.

Mecûsî hayretle;

- Ne özrü? diye sordu. O da;

- Biraz önce duvarınızı elimde olmadan çamurlu ayakkabılarımı temizlemek maksadıyla kirlettim.Bu doğru bir hareket değil.Yağmurun şiddeti bu inceliği unutturdu deyince,

Mecûsî hayretle;

- Peki ama ne zararı var? Zâten duvarlarımız çamur içinde.Sizin ayağınızdan oraya sürülen çamur bir çirkinlik veya kabalık meydana getirmez dedi.

Bâyezîd-i Bistâmî;

- Doğru ama, bu bir haktır ve sâhibinin rızâsını almak lâzımdır dedi.

Mecûsî;

- Size bu inceliği ve insan haklarına bu derece saygılı olmayı dîniniz mi öğretti? diye sorunca

- Evet dînimiz ve bu dînin peygamberi olan Muhammed aleyhisselâm öğretti dedi.

Saygıyı ve sevgiyi hayatımızdan çıkarıp,kalplerimizi karartmayalım....sevgiyle kalın..



alıntı
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
KENDİNİ BEĞENMİŞ

iir%20resim3.jpg
Kirlenen duygular huzursuz ve çok çirkin
İkiyüzlü fesat tavırlar artık bitsin
Yalan üzerine kurulmaz, kurulamaz ümitlerin
Başarıya giden yol olsun yalnız senin
Beraberlik, birlik asla hak etmeyeceklerin
Çalışmadan kolayca elde etmek istediklerin
Fedakârlık duygusu karakterinde olmayan birisin
Başkalarını suçlayan o anlamsız hikâyelerin
Dua et. Kendini kandıran bir tek sen değilsin
Olmuş bitmiş artık sevdiğim. Olmuş herkesin
Sensiz hayallerimde neyi beklemeliyim?

Kuantum Düşünce Grubu Kurucusu, Başkanı: Ahmet Nuray

 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Hani o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?

27fc1.jpg


Alnına koyarken veda buseni
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın?
hznfm2.jpg


Hani ey gözlerim bu son vedada,
Yolunu kaybeden yolcunun dağda
adsz7sa9yy8ot7.png


Birini çağırmak için imdada
Yaktığı ateşi yakmayacaktın?

Gelse de en acı sözler dilime
Uçacak sanırdım birkaç kelime...
aglamak1mg9.gif


Bir alev halinde düştün elime
Hani ey gözyaşım akmayacaktın?
articleimage.gif


ORHAN SEYFİ ORHON

 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Yaşlandığımız için oyun oynamayı bırakmayız, oyun oynamayı bıraktığmız için yaşlanırız....
BERNARD SHAW
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
[FONT=Times New Roman, Times, serif]
kara-sevdajpg-rEQmFCTNCe.jpg

[FONT=Times New Roman, Times, serif]
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Yangin her askin yolu,
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Sevdim gördüm...
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Gözlerin karanlik kuyu,
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Düstüm öldüm...
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Ah gönlün simdi baska yare mesken,
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Ah el cekmiyor kara sevda benden...
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Sen hangi ellerde sevda olup actin?
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Ben karli daglar misali Yalnizim...
[FONT=Times New Roman, Times, serif]
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Yok bir sitemim
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Hayatta hersey Kismet
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Soldu gencligim,
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Ömrümü askla ziyan ettim...
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Agla gönlüm, nasip degilimis vuslat,
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Rahat uyu yar, sana hakkimi helal ettim!!

alıntı
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
25092008210654Just_remember_by_snowhiteblackdwarf.jpg
url


Kar Yüklü Çamlar

ÇAMLAR KAR YÜKLÜYDÜ, insanlar gam. Çamlar kar yüklüydü bu zamana mahsus , oysa insanlar gam yüklüydü zamansız.. Şükürsüzlük hastalığı sarıp sarmaladı ruhları ve belki de o yüzden bunca isyan cümlesine maruz kalması kulaklarımızın. Halinden memnun olmayanlar ve onları destekleyen inançsız sistemlerin akımı, saygısızlıkları derken akıp gidiyor zaman..


Rabb gene de her şeye rağmen gönderiyor beyaz kar taneciklerini everene. Evren ki, gül nebi için yaratıldı O’nun yüzü suyu hürmetine var edildi ve İnsan yaratılmışların içinde en üst makama yerleştirildi ve kainat tüm zerreleriyle emrine verildi. Gene de yetmedi aç gözlü insana bunca nimet. Şükürsüzlük sardı ruhunu ve varlığını. Unuttu mutluluğu. Karanlık bir yalnızlık ile baş başa kaldı ve savruldu uzaklara, muammalara..


Ümit ışığı zannederek gittiği, engin karanlıktaki boşluklar hırpaladı ve acıttı varlığını.Yinede durmadı insanın isyanı. Sessiz sedasız, tevazu ile kar yüklenen çamlar kadar olamadı, gönüllü kabul edip, davet ederken gamları.. O çam ağaçları ki, tüm yeşillerine inat nasılda tevazu ile eğip dallarını aşağıya, Sen diliyorsan bize beyaz giydirmeyi kabulümüzdür Rabbimiz diyorlar.


Oysa bizler, beşer ve şaşar insanlar olarak, dört mevsim yeşil kalma lüksüne sahip olduğu halde bu hasletiyle hiçbir zaman övünmeyen ve gören mü’min kullara bence her şartta ve koşulda nasılda ümitli, nasılda taze ve yeşil olunması gerektiğini öğreten çamlar kadar olabiliyor muyuz gerçekten?
ipeksoljesuisperdubymaxsk0.jpg


alıntı
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Yüreğimdeki yağmurlar dökülmeyin


vvvyl7.png

Gönlümdeki acı dinmedi daha


ttwy6.png


rainps5if6pw7.gif


Yağma be yağmur. İçim üşüyor. Islatma toprakları.
Attığım her adım daha da ağırlaşıyor.Kokun sinmesin
çiçeklere.Çoktan unuttum içime derin bir nefes çekmeyi.
Çoktan unuttum ardından görünen gökkuşağının renklerini.
Serinletmeye çalışma boşuna içimi. İstesen de,
beceremezsin yorulma boşuna.Yağma yağmur.
Çek git yoluna Esme be rüzgar. Uğulduyor kulaklarım.
Takatim yok itme beni. Titriyor bacaklarım.
Bilmem hangi melodidir fısıldadığın. Duymuyorum.
Uzun zaman oldu işitmiyorum hiçbir sesi.

97059207bl2op0.gif



Yağmur,
Denize düştüğünde deniz,
Yeşile düştüğünde yeşil,
Toprağa düştüğünde toprak kokar...
Yağmur,
Saçına düştüğünde sevgi,
Eline düştüğünde özlem,
Göğsüne düştüğünde aşk kokar..
Hiç yağmuru,
Göğsüne düşürdün mü?

97059207bl2op0.gif
97059207bl2op0.gif
97059207bl2op0.gif
97059207bl2op0.gif


 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
<H3>son...
9bab93ecfd1c0787aedf8abc182e59de.jpg


Her küsmenin ardında barış vardı ne de olsa…

Ve barış şık duruyordu üstümüzde…

Ama biz kirletiyorduk çok geçmeden, çamura yatarak hemi de…

Ben küserdim…Daha çok küserdik sanıyordum…



Sen küserdin…

Kimsenin araya girmesine gerek kalmadan çocukça bir bahane yeterdi barışmamıza…

Kısa bir dargınlığın orta yerine durup dururken düşen “ne beni çok mu seviyorsun” kısa mesajı bile, uzun bir ateşkesti bizim için…

Olmazdı ki olmazdı…

Biz ayrılamazdık…

Uzun süre ayrı yapamazdık…

O yüzden dikkat etmedim hayatın son kez ikimize sunduklarına…

Bilseydim son uykumuz olduğunu, bir an için bile arkamı dönmezdim…

Sabah sen giderken, yatağa mahkûm, yastığa gizlenmiş bir “güle güle” dökülmezdi ağzımdan…

Uykusuzdum…

Ve uykusuzum hala içerisinden sadece araba gürültüsü geçen, zamanın geçmediği gecelerde…

Son sinemaya gidişimizmiş meğer…

Filmde “burada n’oldu şimdi ben anlamadım”larım tükeniyormuş…

Ama seninle filme gitmekten çok, son seansı da kaçırıp açık sinema aramakmış güzel olan…

Oooof!..

Yaşanılan her son gözümün önünde doluyor…

Tuzlu suya bastırıyorum anıları bir bir…

İlk ve son çay bahçesi kahvaltımızmış bir arının ısrarlı nezaretinde…

Ilık bir İzmir Akşamı’nı son kez solumak da keyifliydi Kordon’da seninle…

Şimdi biliyorum ne zaman gitsem kordon olup boğazıma dolanacak oralar benim…

Yine de gitmeliyim…

Hakkını teslim etmem gereken bir yer var ki, Çeşme’de nargile içip, tavla oynadığımız yer gerçekten güzeldi…

Ben yan masadakilerden nem kaptım, nemrut tavrım bundandı…

Lakin ısrarlıyım, dışarıdaki masada oturmalıydık!..

Moda tabiriyle ‘beach’e gitmek ve sonrasında çıkışta kalmak öyle…

Köhne, kirli bir plastik masanın etrafında taksi beklemek…

Keşke hiç gelmeseydi…

Dursaydık, durdursaydık olanı biteni…

Kırılanı, döküleni…

Bitmeyen sebepsiz çekişmeleri…

Geldi…

Kırıldı…

Döküldü…

Gittik!..

***

Yine de heyecan verici seni sevmek…

Dokunmak senin dokunduğun ne varsa…

Koltuğun hep oturduğun yerine oturmak mesela…

Masanın bir santimetrekaresine bile dokunduğun için şanslı hissetmek ya da…

Saçının bir teline bile zarar gelsin istemem fakat…

Nerede saklanıyorsa birden çıkan ve beni dağıtan, dökülmüş saç tellerinin üstüne bırakıyorum şu sıra avuntularımı…

Her şey bitiyor sana dair…

Tek tek…

Azar azar…

Birlikte aldığımız zeytin ezmesi misal…

Kavanoz dibinden zar zor çıkarıyorum artık…

Ve en kötüsü; temas ettiğin, aldığın ne varsa mana yükleyip, duygusal bir bağ oluşturuyorum aramda…
Yoksa aktif oksijen içeren deterjan beni niye ağlatsın balım…


Yo hayır, balım değilsin artık…

Telefon defterimde ‘balım’ı adınla değiştirdim önce…

Sonra sildim tamamen…

Kolay olmadı lakin “kaydı tamamen silmek istediğinize emin misiniz” sorusuna “yes” tuşuyla onay vermek…

Tamamen değil ama bir kısmı kalsa…

Üzmeyen, üşütmeyen, ağlatmayan, yaralamayan kısmı kalsa…

Kalmaz ki!..
Silince her şey geçecekmiş gibi geliyor…


Hep böyle midir?..

Yani her ayrılık halinde…

Mutlak bir öfkeyle, dahası ısıran, acıtan bir yalnızlıkla…

Aşkım’lar, canım’lar, birtanem’ler resmi bir isme mi dönüşür ilk çaresizlikte...

Sahi ben ne oldum senin telefon defterinde?..

***

Alışık olduğum bir hal bu…

Ben gitmeyi bilemem, kusura bakma ne olur…

Bir otel odasından bile ayrılmayı yüzüme gözüme bulaştırırım…

Ya saatimi unuturum ya düş fırçamı…

Ben gitmeyi beceremem…

Daha çok küserdik sanıyordum…

Her küsmenin ardında barış vardı ne de olsa…

Ama bu kez barış dar geldi küslüğümüze…

</H3>
alıntı
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya…
En az erkekler kadar yani!
Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir.
Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe!
Işte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının.
Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır kadının sonra.
Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel olamaz işte.
Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın.
İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli… Ve kadın ağlar; hem de çok!
Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır.
O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar.
Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır.
Her damla, daha çok kadın yapar kadınları.Her damla bir derstir çünkü.
Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki, değmez onun için derler.
Bilmediklerindendir böyle demeleri. Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler. İçlerindeki zehirdir onları öldüren!
Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler yaralarındaki!
Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları.
Dönüşmemesi lazımdır oysa.O yüzden de bolca ağlarlar. Zaman geçer sonra.
Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini.
Sapan ruhların doğru yolu bulması da yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar, o yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı…
Çok ağlayan kadınlar, bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında.
Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür..
Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden.
Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan…
İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye; hepsi kariyer derdinde olan.
Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar. Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok ağladılar ki!
Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar.
Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman!
Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların.
E o zaman niye sarılsınlar ki!
Niye sarılalım ki!
Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.
Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır.
Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır. Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır.
O da kim, ne diye sormayın artık.
Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü!
alıntı
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Gülümse hadi gülümse bulutlar gitsin
Yoksa ben nasıl yenilenirim hadi gülümse
Belki şehre bir film gelir
Bir güzel orman olur yazılarda
İklim değişir akdeniz olur gülümse...

Tut ki karnım acıktı anneme küstüm
Tüm şehir bana küstü
Bir kedim bile yok anlıyormusun
Hadi gülümse

Sazlarım vardı ırmaklarım vardı
Çakıl taşlarım vardı benim
Ama sen başkasın anlıyormusun
Başkasın
alıntı
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Çok uykum var, uyumak istiyorum dizlerinde,
Bir fikrim var, masallar anlat bana bu gece,
Bebek gibi uyumak istiyorum ben,
Tüm masumluğumla uyumak istiyorum şevkatinle,
Bütün kabuslarımı unutup,
Rüyamda seni görmek istiyorum,
Yıldızları anlat bana ,
Kuşların nasıl uçtuğunu,
Yılanın nasıl ilerlediğini anlat,
Bilmek istiyorum,
Belkide hiç yaşayamadığım geçmişimi,
Bana yaşatmanı istiyorum,
Şevkat göster bana ,
Başımı okşayarak uyut,
Kimsenin yapmadığını yap bugüne dek,
Beni öperek uyut,
Kollarını aç bana ,
Kanatlarına sığınmak istiyorum,
Kalp atışlarınla mayışmak,
Sıcaklığınla uyumak istiyorum

!
!


14jthjp.jpg
 
Üst