Kapkaçın Hukuksal Ve Toplumsal Boyutu

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
AMAÇ

Yapılan bu çalışmanın amacı, son yıllarda adından çokça söz ettiren ve 2000 yılından itibaren toplumu daha fazla etkisi altına almaya başlayan ve etki alanının giderek genişlemesiyle beraber toplumsal ve hukuksal bir talihsizlik yaratan ve toplumsal adaletsizliği de beraberinde getiren Kapkaççılık olgusunu,
1- Kavramsal-hukuki
2- Sosyo-ekonomik
3- Sosyo-kültürel
4- Siyasal
boyutları ile ele alarak, Türkiye’de, kapkaççılığın nedenlerine, kapkaççılık için alınması gereken hukuksal, toplumsal ve idari tedbirlere ve bu sapmış eylemin hayatımıza olumsuz anlamda kattığı kaçınılmaz sonuçlara yaşanmış ilginç olaylardan da örnekler vererek maksimum düzeyde ışık tutmaktır.
Kapkaççılığın toplumumuzda bu zamana kadar yarattığı olumsuz etkilere rağmen, gerek alınması lüzumlu tedbirlerin alınmaması dolayısıyla, gerekse gündemde her zaman konuşulan ve tartışılan bir konu olmasına rağmen ciddi bir tehlike olarak algılanamaması dolayısıyla masaya yatırılmaması sonucunda temelde gerekli ve yeterli tedbirlerin alınmaması, bu fiili kendiliğinden, sosyolojik ve hukuksal bir talihsizlik ve yanılgı boyutuna ulaştırmıştır. Bu bağlamda, yapılan bu çalışma, kapkaç terörünün en ciddi boyutlarıyla ele alınmasının sağlanması ve bu vesile ile büyük oranda, bu örgütsüz terörün önüne geçilebilmesiyle beraber toplumsal adaletin gerçekleştirilmesi amacına hizmet etmesi düşünülerek hazırlanmıştır.

GİRİŞ

Son yılların en popüler suçlarından olan kapkaç, giderek etkisini artırmakta ve zihinlere rahatsızlık vermeye devam etmektedir. Bu rahatsızlık ise polise duyulan güvenin sarsılması olarak önümüze gelmektedir. Oysaki emniyet teşkilatı kapkaççılığın yayılmasından veya önlenememesinden sorumlu tek kurum değildir. Günümüzde toplumun birçok kesimi ceza adalet sistemi içerisindeki kurum ve kuruluşların kapkaççılık konusundan sorumlu olduğunun bilincinde değildir. Bu açıdan diğer kurum ve kuruluşların da sorumlulukları göz önüne alınarak değerlendirme yapılması en doğru yol alacaktır. Aksi takdirde polisin tek başına kapkaççılıktan sorumlu tutulması, toplumun duyduğu güven duygusunu derinden sarsacak ve farkında olmadan polisin etkinliğinin önüne geçilmiş olacaktır.
Suç ve suçlu ile sürekli ve dinamik bir şekilde mücadele eden polisin verimli ve etkili olması için kendisine duyulan güven çok önem arz etmektedir. Halkın desteğini alan polis, toplumun huzuru ve sukununu sağlamaya yönelik çalışmalarına daha iyi odaklanacak; emniyet ve asayişin sağlanması bağlamında çok daha üst seviyede konsantrasyona sahip olacaktır. Böylece suçla mücadele eden, tek amacı halkına hizmet edip toplumun refah seviyesini yükseltmek olan, gecesini gündüzüne katan polisin kapkaççılıkla mücadeledeki konumu daha belirgin hale gelecektir. Bu bağlamda Kapkaççılığın giderek yayılan etki alanının daraltılamamasının altında yatan nedenlerin araştırılması sorunun çözülebilmesi açısından önemli bir adım olacaktır. Gerekli olan işlemlerin yapılmaması ve alınması gereken ciddi tedbirlerin alınmaması sonucu olumsuz anlamda güncelliğini koruyan kapkaç terörünün çeşitli boyutlarıyla ele alınması artık bir gereklilik değil zorunluluktur.

KAPKAÇÇILIK
1-KAVRAM OLARAK KAPKAÇÇILIK
Bir kimsenin haberi olamadan, taşınabilir eşya ve ziynetin bir veya birkaç kişi tarafından aniden kapıp kaçırılmasına kap-kaççılık denir. Genellikle bayanların taşıdıkları çantaların ellerinden veya omuzlarından zorla alınarak çalınması olayı olarak ta tanımlanabilir. Kapmak ve kaçmak kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen bu fiili gerçekleştiren kimselere kapkaççı denir. Meydana gelen söz konusu olaya ise kapkaç denir. Kapkaççılık ise tanımlamada kolaylık olsun diye halk tarafından dillendirilen, olumsuz manada sosyal bir alışkanlığı veya yapılan işi yahut bir mesleği ifade eden türetilmiş bir olgudur.
Günlük hayatta, yani aktüel olarak kapkaççılık; kalabalık cadde ve sokaklarda genelde yalnız dolaşan kimselere, kim olduğu bilinmeyen kişilerin, yaklaşarak, içerisinde değerli eşya ve para olduğu zannedilen çanta ve benzeri eşyaları alabilmek için, otomobil ve motosiklet gibi hareket kabiliyeti yüksek araçları da kullanarak veya da yaya olarak belirli bir kuvvet uygulanmasıyla birlikte (bu kuvvet itme, çekme, düşürme veya zorla bıraktırma şeklinde olabilir) kişiyi etkisiz hale getirmesi ve söz konusu değerli eşyayı çalması olayı olarak tanımlanabilir.
2-KAPKAÇÇILIĞIN HUKUKSAL BOYUTU
Son yıllarda revaçta olan kapkaççılık olgusunun Türk Ceza Kanunu ve diğer özel ceza kanunlarında müstakil bir suç olarak yer almaması; toplumun değişik kesimlerine(akademisyenler, kolluk personelleri, hukukçular, toplum bilimciler, medya vs…)bu sapmış eylemi, çeşitli hipotez, yaklaşım ve ifade tarzlarıyla tartışma alanı oluşturarak, masaya yatırma imkan ve zemini yaratmaktadır. Bu bağlamda; kimi akademisyen ve ceza hukukçularının fikir ve görüşleri, kapkaççılık konusu itibariyle, bir bütünlük oluşturamamış; dolayısıyla ilgili kesimler arasında fikir birliği sağlanamamıştır. Sonuç olarak, görüş ayrılıkları ortaya çıkmış ve kapkaççılık konusunda öne sürülen fikirler çeşitlenmeye başlamıştır.
Bu itibarla, bazı ceza hukukçuları kapkaççılık eyleminin TCK md.142/2-b de bulunan nitelikli hırsızlık kapsamında değerlendirilmesinin yerinde ve uygun olacağını belirtirken, kimileri ise söz konusu eylemin TCK md.148 de yer alan yağma suçu kapsamında dikkate alınmasının gerekliliğini vurgulamaktadır. Burada önemli olan husus, hırsızlık ve yağma fiillerinin hukuki açıdan ne anlam doğurduklarının tam olarak tespit edilmesidir. Kapkaççılık suçunun daha iyi anlaşılabilmesi açısından ilgili kanun maddelerinin metinlerini ve gerekçelerini irdeleyerek söz konusu fiillerin hukuki anlamlarını ortaya koymak faydalı olacaktır. Söz konusu tartışmalı maddelerden ilk önce hırsızlık suçunun derinlemesine incelenerek kapkaççılık hususundaki kafalardaki soru işaretlerinin en aza indirilmeye çalışılması gerekmektedir. Çünkü hırsızlık suçunun tam anlamıyla ne ifade ettiği anlaşılamazsa yağma suçunun ne anlama geldiği de toplumun belirli kesimleri tarafından anlaşılamayabilir. Bu açıdan işe hırsızlık üzerinde yoğunlaşarak başlamak en isabetli yol olacaktır.
a) Hırsızlık suçunun ele alınması :
(1) Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Ekonomik bir değer taşıyan her türlü enerji de, taşınır mal sayılır.
Madde metninde, hırsızlığın temel şekli tanımlanmıştır. Buna göre, taşınır malın alınmasının suç oluşturabilmesi için, zilyedinin rızasının bulunmaması gerekir. Rızanın geçerli olması için bulunması gereken koşulların varlığı hâlinde zilyedin rızası bir hukuka uygunluk nedeni teşkil edecek ve suç oluşmayacaktır.
Hırsızlık suçunun oluşabilmesi için, failin kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla hareket etmesi yeterli olup, bunun fiilen temini şart değildir. Bu yarar, maddî veya manevî olabilir.
Almak fiilinden maksat, suçun konusunu oluşturan mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerinde zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hâle gelmesidir. Bu tasarruf olanağı ortadan kaldırılınca suç da tamamlanır.
Maddenin ikinci fıkrasında, ekonomik bir değer taşıyan her türlü enerji, taşınır mal sayılmıştır. Buna göre, elektrik enerjisi, gazlar, tabiî veya sun’i buharlar da hırsızlık suçunun konusunu oluşturabilecektir.
Nitelikli hırsızlık
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
(1) Hırsızlık suçunun;
a) Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında,
b) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,
c) Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında,
d) Bir afet veya genel bir felâketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında,
e) Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında,
f) Elektrik enerjisi hakkında,
İşlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Suçun;
a) Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak,
b) Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle ,
c) Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak,
d) Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak suretiyle,
e) Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,
f) Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı hâlde resmî sıfat takınarak,
g) Barınak yerlerinde, sürüde veya açık yerlerde bulunan büyük veya küçük baş hayvan hakkında,
İşlenmesi hâlinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.
(3) Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi hâlinde, ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur. Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, onbeş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

(1) Yağma suçunun;
a) Silâhla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Yol kesmek suretiyle ya da konut veya işyerinde,
e) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
g) Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,
h) Gece vaktinde,
İşlenmesi hâlinde, fail hakkında on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Yağma suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

Yağmada, bedensel zorlamamın etkisi, fail tarafından mağdura uygulanan gücün almanın esaslı bir tamamlayıcısı olmasını, mağdurun beklenen veya mevcut direncini kırmaya yeterli ve elverişli olması gerekir. Dolayısıyla bu “cebrin önemliliği “kriteri, failin mağdurdan ani olarak bir eşyayı çekip alması veya elinden çekmesi gibi olaylarda hırsızlıkla yağma arasındaki ayırımı mümkün kılar. Olağan bir tutmanın bertaraf edilmesi, yıldırım hızıyla bir eşyanın çekip alınması gibi somut olaylarda tipe uygun bir cebir kullanmadan söz edilemez. Çünkü mukavemetin olmadığı somut olayda cebir vasıtasıyla alma değil sadece hırsızlık suçu oluşur. Buna karşılık fail, mağdurun elindeki eşyaya saldırmış, durumu fark eden mağdurda buna direnmiş, buna rağmen bu direnç kırılarak elindeki eşya alınmış ise hiç şüphesiz yağma suçu oluşacaktır.

Bu bağlamda yağma ile hırsızlık arasındaki fark ta açıkça ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla kapkaççılık fiilinin de bu açıklık göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi gerekmektedir. Yani kolluk personeli somut olayda cebrin varlığı ve miktarına göre çalışmalarına yön vermelidir. Bu durumda kullanılan cebrin kişinin direncini kırmaktan öteye geçmesi halinde yağma suçunun tam anlamıyla oluşacağı düşünülebilir.

Olaya ayrıntıları ile bakıp iyi gözden geçirdikten sonra yapılan işlemler, yukarıda bahsedildiği gibi, beraberinde orantılılık ilkesine uygun davranmış olmayı da getirecektir. Böylece failin yağma suçundan alacağı caza, hırsızlık suçundan alacağı cezadan bir hayli fazla olacaktır. Sistemin doğru ve bilinçli bir şekilde işlemesi, böylelikle, toplumsal düzenin korunması ve geliştirilmesine de yardımcı olacaktır. Vatandaş desteğini almak, onlara karşı doğru ve tutarlı işlemler yapmaya da bağlıdır. Dolayısıyla kapkaççılık eyleminin hangi suç kapsamında değerlendirilmesi gerektiği net bir şekilde belirlenmelidir. Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, “faile en ağır cezayı vermek için çabalamak” düşüncesinden soyutlanmaktır. Amaç, faile gereksiz yere en ağır cezayı vermek değil, işlemiş olduğu fiilin gerektirdiği cezayı alması için gerekli olan özeni göstermektir.

Cezanın yanlış suç kapsamında değerlendirilerek az verilmesi, mağdurun haklarını etkileyip tekrardan mağdur olmasına yol açabileceği gibi, faile gerekli olandan fazla cezanın verilmesi de failin haklarını olumsuz anlamda etkileyecek, belki de işlediği fiilden pişmanlık duyacakken duyduğu infialle aynı suçu tekrardan işleme hırsına bürünecek; hem kendi hayatını bitirecek hem de kamu düzenini bozmaya devam etmiş olacaktır.

Kapkaççılığın ayrı bir suç başlığı olarak TCK da yer almaması, bu fiili gerçekleştiren kimselerin herhangi bir müeyyide ile karşılaşmayacakları veya karşılaşmadıkları anlamına gelmemektedir. Buna bağlı olarak, kapkaççılığın “sosyal çevrede karşılaşılan yeni bir suç türü ortaya çıktı” sloganıyla bağdaşmadığı açıkça fark edilmektedir. Söz konusu sloganın, toplumda bir takım endişelere sebep olduğunu öne süren çeşitli ifade tarzları mevcuttur. Bu sloganlar sonucu artan “suç çeşitliliği giderek artıyor, polis suçların çeşitlenmesinin ve yeni suçların ortaya çıkmasının önüne geçemiyor” tarzındaki polise yönelik yıpratıcı açıklamalar toplumu telaşa sürüklüyor ve kolluk kuvvetlerine; özellikle de polise, geniş anlamda; asayiş ve toplumun huzur, güven ve sükununun sağlanması bağlamında, dar anlamda ise; suç oluşumunun önlenememesi, belirlenen olayların faillerinin yakalanamaması ve bir takım olayların aydınlatılamaması bağlamında, toplumun duyduğu güven ve sorumluluk duygusu giderek azalan bir eğilim sergilemektedir. Bu açıdan, kapkaç faillerinin cezasız kalmayacağı göz önünde bulundurularak, düşüncelerimizi bahsedilen sloganlardan soyutlamalı ve hatta arındırmalıyız. Suç çeşitliliğinin artması ve önüne geçilememesi gibi olgular, tek başına polise mal edilmemeli; suç ve suçluyla mücadele eden, Ceza Adalet Sistemi içerisinde görev yapan diğer tüm kurum ve kuruluşların sorumlulukları göz önünde tutularak düşünülmeli ve değerlendirilmelidir.
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
c) Kapkaççılığın cezası :

1)Hırsızlık kapsamında
* Yetişkinler için :

Hırsızlık bağlamında değerlendirildiğinde kapkaççılığın, söz konusu maddenin nitelikli hallerine gireceği unutulmamalıdır. Bu anlamda Kapkaççılık olarak tanımlanan suçlu davranışın cezası da buna göre artış gösterecektir. Hırsızlığın temel şeklinin cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası olarak TCK daki yerini almıştır. Ancak kapkaççılık, hırsızlık bağlamında değerlendirildiğinde, onun 2.fıkrada belirtilen nitelikli hallerinden olduğundan, cezası 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasıdır. Bu duruma ek olarak, eğer kapkaççılık suretiyle hırsızlık suçu, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenecek olursa verilecek ceza üçte bir oranına kadar artırılır. Bu durumda kişinin alacağı ceza 4 yıldan 8,5 yıla kadar olacaktır.

Görüldüğü gibi kanun koyucu suçun bu durumdaki nitelikli hali için hakime bir takdir yetkisi tanımamış, “üçte bir oranında artırılarak verilir” diyerek emredici nitelikte bir ifadeye yer vermiştir. Dolayısıyla bir yetişkin için, başka bir ifade ile 18 yaşını doldurmuş olanlar için, kapkaççılıktan, hırsızlık bağlamında verilecek maksimum ceza 8,5 yıl olarak görülmektedir. Ancak; her ne kadar bu ceza fazla gibi görünse de, gerçekte bu miktar cezanın verildiğine rastlamak oldukça güçtür. Ceza kanunundan kaynaklanan çeşitli indirimler nedeniyle(mesela yargılama sürecinde sanığın iyi hali dolayısıyla yapılan indirim veya sanığın işlemiş olduğu fiilden duyduğu pişmanlıktan kaynaklanan indirimler) beklenilen cezaların verilmediği görülmektedir.

* Çocuklar için :

Çocuk tabiri TCK da 18 yaşının altındakilere verilen isimdir. Çocuklar tarafından kapkaççılık suçu işlendiğinde verilecek olan ceza, onların yaşlarına göre farklılık göstermektedir. Bu durum TCK da 1. Kitap, 2. Kısım, 2. Bölüm de yer olan “Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler” den “yaş küçüklüğü” başlığı adı altında ayrıntılı olarak yer almaktadır. Buna göre;

Eğer kapkaççılık suçunu işleyen çocuk 12 yaşını doldurmamış ise, kapkaççılıkla ilgili herhangi cezai müeyyide uygulanmamaktadır. Yani 12 yaşının altındaki kimseler Türk Ceza Kanununa göre cezai ehliyetleri olmadığından işlemiş oldukları kapkaççılık suçundan ceza almadan kurtulmaktadır. Bunun yerine çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanmaktadır. Bu durumda 12 yaşının altındaki çocukların çete faaliyeti çerçevesinde kullanılmak istenmesi, hukuk sisteminde yer alan bir açıklıktan kaynaklanmaktadır.

Eğer çocuk 12 yaşını doldurmuş olmasına rağmen 15 yaşını doldurmamışsa, cezası, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmiş olup olmamasına göre değişmektedir. Buna göre eğer kapkaççılık suçunu işleyen çocuk işlediği fiilin anlam ve önemini bilmiyorsa, kapkaççılık açısından yine işlediği fiilden sorumlu tutulmayacak ve ceza verilmeyecektir. Bu kişilere karşı ancak çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. Ancak çocuk işlediği fiilin hukuki anlam ve önemini kavrayabilme yeteneğine sahip ise, bu durumda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan on iki yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde yedi yıldan dokuz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte ikisi indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası altı yıldan fazla olamaz. Bu durumda 12-15 yaş arası çocuklardan, işlediği fiilin hukuki anlam ve önemini kavrayabilenlerin kapkaççılık suçundan alacağı ceza, hırsızlık suçundan alacağı cezanın üçte ikisinin indirilmiş halidir. Ancak bu indirimden sonra da verilecek olan ceza 6 yılı geçemeyecektir. Örneğin 14 yaşındaki bir çocuğun hırsızlık suretiyle kapkaççılık suçundan 4 yıl ceza aldığını düşünürsek, söz konusu indirimden dolayı işlemiş olduğu suçtan aldığı ceza 1 yıl 4 ay olacaktır. Bu duruma bir de infaz kanundan kaynaklanan “çocukların infaz kurumlarında geçirdikleri 1 gün 2 gün olarak değerlendirilir ” tabiriyle yapılan indirimi de kattığımızda, cezanın 8 aya kadar düştüğünü görmekteyiz. Verilen bu cezanın da adli para cezasına çevrilme olasılığı yanında, ortada gerçek anlamda bir cezanın bulunmadığı fark edilmektedir.
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Eğer çocuk 15 yaşını tamamlamış ve fakat 18 yaşını tamamlamamış ise, verilecek olan ceza, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde on dört yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan on iki yıla kadar hapis cezasıdır. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası sekiz yıldan fazla olamaz. Buna göre kapkaççılık suçunu işleyenlerden 15-18 yaş aralığında bulunanların alacakları ceza, hırsızlığın nitelikli halinden alacakları cezanın yarısı oranındadır. Ancak bu halde de verilecek olan ceza 8 yılı geçemeyecektir.

2) Yağma kapsamında :

* Yetişkinler için
Kapkaççılık fiilini yağma suçu kapsamında değerlendirdiğimiz zaman verilecek olan ceza maddenin temel şeklinde öngörülen cezadır. Ancak yağma suçu kapsamında değerlendirilmesi uygun görülen kapkaççılık suçu, yağmanın nitelikli hallerinde ifade edilen şekilde işlenirse, bu durumda verilecek olan ceza suçun temel şeklinde öngörülen cezanın ağırlaşmış hali olacaktır. Eğer kapkaççılık eylemi sonucunda kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâlleri gerçekleşirse, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacaktır.

Buna göre, yağma kapsamında değerlendirilen kapkaççılığın cezası ilgili madde hükmü gereğince 6 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasıdır. Ancak kapkaççılık suçu, örneğin, kişinin kendini tanınmayacak hale getirmesi suretiyle(mesela maskeli olarak) işlenirse, söz konusu suçun nitelikli hali olarak değerlendirileceği için cezası 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası olacaktır. Kapkaççılık sonucunda eğer kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış halleri gerçekleşirse ayrıca bu suçtan da ceza alacağı kanunda yer almıştır.

Bu durumda kapkaççılık yapan şahıs hem işlediği yağma fiili nedeniyle ceza alacak hem de, eğer yağmada kullanılan cebrin aşılması suretiyle kişinin neticesi sebebiyle ağır yaralanmasına neden olmuşsa; ayrıca bu suçtan öngörülen cezayı alacaktır. Böylece kişi 15 yılın üzerine ek olarak yaralama fiilinden ceza alacaktır. Bu suçun cezası ise kanunda ayrı madde olarak düzenlenmiştir. Bu bağlamda kapkaççılık suçunu işleyenlerin hırsızlık bağlamında alacakları ceza ile yağma kapsamında alacakları ceza arasında gerçekten ciddi uçurumlar olduğu görülmektedir. Yağma kapsamında değerlendirilen kapkaççılık suçunun cezasının diğerine göre çok daha ağır olması bu fiili işleyenlere karşı yapılan işlemlerde ne kadar dikkatli olunması gerektiğini bir kez daha açığa çıkarmaktadır.
* Çocuklar için :
Türk Ceza kanununun genel hükümler bölümünde yer alan, çocuklar için geçerli olan hükümler her suçta olduğu gibi kapkaççılığın yağma kapsamında değerlendirilmesinde de değerlendirmeye katılmaktadır. Buna göre yağma suçunun temel şeklinde öngörülen ceza, TCK madde 31 de yer alan sınıflandırılmış yaş gruplarına, ya hiç verilmeyecek, ya da belirli bir miktarı indirilerek verilecektir. Söz konusu indirimlerin ne olduğu, yukarıda hırsızlık bağlamında kapkaççılığın değerlendirilmesi bölümünde anlatılmıştır.
Görüldüğü gibi, kapkaççılığın hangi madde kapsamında değerlendirilmesi gerektiği verilecek olan cezanın miktarı bakımından oldukça önem arz etmektedir. Eğer kapkaççılık, hırsızlık olarak değerlendirilirse cezası maksimum 8,5 yıl olacaktır. Ancak yağma olarak değerlendirilirse verilecek olan ceza, 15 yıla kadar veya daha fazlasına varabilmektedir.
3- KAPKAÇÇILIĞIN SİYASAL BOYUTU(yasama süreci)
Kapkaççılık konusunda ceza hukukçuları arasında hangi maddenin uygulanacağı hususunda görüş birliğinin olmaması ve çelişkiye düşülmesi, yukarıda bahsedilen şekilde, polise duyulan güveni ve desteği azaltma amacına yönelik slogan olarak değil de, polisin görevini daha iyi, daha kaliteli ve etkili bir biçimde yerine getirebilmesi ve yetkilerini gözden geçirerek daha rahat bir şekilde suç tasnifi yapabilmesi açısından “müstakil bir suç ve onun nitelikli halleri” olarak düzenlenmesi ve TCK da yer alması düşüncesini akıllara getirebilir.
Böylece polisin görevi daha kolaylaşacak, yetki karmaşası ve sıkı ve yoğun bir iş temposu içerisinde görevini bir takım zorluklarla ifa eden polisin küçük bir alanda dahi olsa rahatlaması söz konusu olabilecektir.
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Bu işlem ayrıca failin hakları bakımından da olumlu etki doğuracaktır. Bu bakımdan yapılacak olan müstakil düzenlemede kanun koyucu tarafından, kapkaççılık kavramının açık ve anlaşılır biçimde tanımının yapılması ve kavram kargaşalarının ortadan kaldırılması için, ilgili kanunun gerekçesinde yeterli ve net açıklamalar yapma yoluna gidilmesi isabetli olacaktır. Bu bağlamda, kapkaç fiilinin; beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda olanlara karşı ve gebe kadınlara karşı işlenmesi hallerinde ve çocukların araç olarak kullanılması, örgüt çerçevesinde eylemin gerçekleştirilmesi, kamu görevlisi tarafından işlenmesi hallerinde cezasının artırılması; dolayısıyla nitelikli hallerin düzenlenmesi maksimum faydayı sağlayacaktır. Ayrıca kapkaç eylemi sonucunda kişinin vücut bütünlüğünün kısmen ya da tamamen bozulması veya ölümü halinde de ceza artırımına gidilmesi gerekebilecektir. Bu açıdan kapkaç fiilini eyleme dönüştüren failin gerçek yüzünü maske ve benzeri değişik araçlarla gizleyerek bu suçu işlemesi hali de dikkat edilmesi gereken bir diğer husustur.
Siyasi açıdan kapkaççılığın önlenebilmesi için yapılması gereken alternatif seçenekler de söz konusu olabilir. Bu bağlamda; söz konusu suçun engellenebilmesi için, kapkaççılıkla ilgili komisyon, kurul, komite ve grupların oluşturularak kapkaççılıkla ilgili siyasal bir stratejinin geliştirilmesi gerekmektedir. Böylece devletin yasama gücünün gerçekten ciddiye aldığı bir konuda yürütmedeki birimlerin ciddi anlamda çalışmaması olanaksız gözükmektedir. Bu durumda yürütme içerisindeki, suçun önlenmesinde sorumluluğu ve görevi bulunan tüm birimler, üzerlerine düşen görevleri, sistemin yukarısından gelen zorlayıcı gücün etkisiyle yerine getirmek durumunda kalacaktır. Kapkaççılık hususunda siyasal iktidarın kendisine bir strateji belirlemesi diğer birimlerin de bu konudaki çalışmalarını hızlandıracaktır.
Ancak bu, suçun önlenmesinde payı olan birimler kendi yetki alanları içerisindeki görevlerini yerine getirmiyorlar demek değildir. İdari açıdan kapkaççılıkla ilgili olarak görevleri olan kurum ve kuruluşlar; siyasal iktidarın kendisine bu konuda bir strateji belirlemesinin etkisiyle, bu görevlerinin ciddiyetini bir kez daha anlayacak ve daha çabuk tedbir alarak kapkaççılığı mümkün olan en kısa zamanda önlemeye veya da azaltmaya çalışacaktır. İktidarın kendisine bu konuda bir strateji belirlemesi ise kapkaççılıkla ilgili komisyon, kurul, komite ve çeşitli teşekküller meydana getirerek bu konuda titiz çalışmalar yapmasıyla mümkün olacaktır.
Tüm bu anlatılanlar ışığı altında, kapkaççılık kavramının ceza hukuku alanına kanunlar çerçevesinde bir terim olarak dahil edilmesi bir zorunluluk olmasa da gereklilik boyutuna ulaşmıştır. Dolayısıyla bu gerekliliğin bir sonucu olarak -ceza kanununda yer almasa da, değişik maddeler kapsamında değerlendirildiği için; yani TCK da aslen var olduğu için- polise düşen görev; kapkaççılığın önlenebilmesi açısından gerekli tedbirleri maksimum düzeyde almak, alınmasını sağlamak için ilgili makamlara gerekli olan görüşleri bir rapor halinde bildirmek ve bu sayede kapkaç terörünün önüne geçebilmektir. Bunun için de yapılması gereken ilk şey, kapkaççılık hakkında bir ön hazırlık yaparak devlete ve topluma olan olumsuz katkılarını tespit etmek ve mevcut durumunu belirlemektir. Bu bağlamda, kapkaççılığın neden ve nasıl işlendiği, kimlerin bu davranıştan ne şekilde menfaat ve kazanç sağladığı, kimlerin araç olarak bu fiili gerçekleştirmede kullanıldığı; kullanılan araç kimselerin yaş, cinsiyet, aile nüfusu gibi demografik kriterlerin göz önünde bulundurulması gerektiği, yapılacak olan stratejik planlama kriterlerine uygun bilimsel çalışmalarla ve üniversiteler ve polis arasında yapılacak işbirliği ve koordinasyonla belirlenmelidir. Böylece kapkaççılığın sosyal çevreyle olan ilişkisi daha iyi belirlenecek, dolayısıyla sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel boyutların ele alınmasının zemini hazırlanmış olacaktır.
Sonuç olarak kapkaççılığın nedenleri, yukarıda da üzeri kapalı olarak bahsedildiği gibi, ilk olarak hukuk düzeninden kaynaklanan eksiklikler; ikinci olarak ise bireysel ve toplumsal nedenler olarak sınıflandırmaya tabi tutulabilecektir.
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Bu ise, polisin yani kolluk kuvvetlerinin kapkaççılığın önüne geçme harekatı bakımından önemli bir adım niteliğinde olacaktır. Problem ve nedenlerinin en başta belirlenmesi her zaman için, yapılacak olan bilimsel analizlerde vazgeçilmez bir zorunluluktur. Bu zorunluluğun bize kapkaç bakımından geri dönüşümü ise, -özellikle suç ve suçlu analiziyle ilgili bilimsel çalışmalarda- sapıcı davranışın önlenebilmesi bağlamında, gerekli tedbirlerin alınması bakımından güçlü bir spot görevi görmesidir. Dolayısıyla kapkaççılığın sosyo ekonomik/kültürel/siyasal faktörlerden kaynaklanan nedenlerinin belirlenmesinin önemi göze çarpmaktadır.
4- KAPKAÇÇILIĞIN TOPLUMSAL, SOSYOLOJİK BOYUTU
Kapkaççılığı sadece hukuki boyutu ile ele almak, bu suçun önlenebilmesi açısından tek başına yeterli değildir. Suç ve suçlu ile mücadelenin tek bir perspektiften yürütülmeye çalışılması belirlenen hedeflere ulaşmayı engelleyen en önemli etkendir. Bu bağlamda kapkaççılığın hukuksal boyutunun yanında sosyolojik boyutunun da ele alınması gerekmektedir. Salt hukuki ve sosyolojik boyutların ele alınmasıyla beraber sorun tam anlamıyla halledilmiş sayılmayacaktır. Ancak kapkaççılıkla ilgili sorunların büyük kısmı ortaya konmuş olacaktır. Kapkaççılığın hukuki ve sosyolojik boyutlarının yanında siyasi boyutunun da olabileceği göz ardı edilmemelidir.
Kapkaççılığın toplumsal boyutu içerisinde ele alınması gereken konuların oldukça fazla olduğu, herkes tarafından bilinen bir şeydir. Ancak ele alınması gereken konuların ne olduğu veya kapkaççılığın hangi açılardan irdelenmesi gerektiği yahut ele alınması gereken konuların belirli bir sistematik içerisinde öncelik sırasına göre nasıl belirleneceği önem arz etmektedir. Bu açıdan söz konusu belirsizliklerin giderilmesi en doğru yol olacaktır. Sosyolojik boyutta ele alınması gereken konular şöyle sıralanabilir:

A-Kapkaççılık hususunda, ülkemizdeki mevcut durum
Burada mevcut durum belirlenirken, 81 ilde işlenen kapkaççılık suçlarının istatiksel verileri dikkate alınmalı, böylelikle nerede ne kadar kapkaççılık suçunun işlendiği belirlenmelidir. Bu işlemin yapılmasıyla beraber kapkaççılığın Türkiye de miktar olarak hangi boyutlara ulaştığı tespit edilmiş olacaktır. Ayrıca kapkaççılığa benzer suçlardan olan yankesicilik oranlarının da illere göre dağılımının yapılması, mevcut durumun gerçek boyutlarının belirlenmesinde ikincil bir işlem ve yardımcı bir kaynak niteliğinde olacaktır. Böylece kapkaççılıkla mücadelenin ilk adımı, mevcut durum belirlenerek atılmış olacaktır. Bu veriler gerçeğe uygun bir şekilde düzenlenmedikçe kapkaççılıkla mücadelede öncelikli illeri belirlemek olanaksızdır. Verilere dayanmadan, her ilde uygulanmak üzere alınan standart tedbirler, uygulandıkları illerde, personelin performanslarını yanlış yerde harcamasına veya emniyet teşkilatının gerekli olmayan yere maddi külfet altına girmesine; dolayısıyla polisin verimliliğinin ve etkililiğinin önüne geçilmesine sebebiyet vermektedir. Her ilde standart tedbirlerin uygulanması, bazı illere yetersiz gelebileceği gibi bazılarına ise gereksiz gelebilir. Bu bağlamda, mevcut durumun belirlenmesi vesilesiyle öncelikli tedbir alınması gereken illerin tespit edilmesi yerelleşme açısından da önemli olacaktır. Hizmetin verimli ve etkili olabilmesi için yerel unsurlara gerekli olan yerinde ve acil takviyelerin yapılması, bir zorunluluktur.
B-Kapkaççılığın neden ve nasıl işlendiği
Kapkaççılık türü hırsızlıklar, özellikle son dönemde oldukça sık karşımıza çıkmaktadır. Gün geçmiyor ki, yazılı ve görsel basında kapkaç olayları ile ilgili bir haber gözümüze çarpmasın. Kapkaççı hırsızlar yaya, motosikletli veya arabaya binmiş olabilirler. Yaya olanları genellikle tek başına yürüyen bayanların çantalarını gözlerine kestirirler. Arkadan yaklaşarak çantayı kaptığı gibi son hız o ortamdan uzaklaşırlar. Motosikletli kapkaççılar ise genelde iki kişidir. Birinci hırsız motosikleti kullanırken diğeri kaldırımın kenarında dalgın yürümekte olan kurbanın omzundaki veya elindeki çantayı çeker ve trafik sıkışık bile olsa en dar yerlere girebilen motosikletle hızla oradan uzaklaşırlar. Araba ile yapılan kapkaç olayında ise, kullanılan araba mutlaka çalıntıdır. Yine iki ya da üç kişi ile yapılır. Bir kişi arabayı kullanırken diğeri pencereden sarkarak, daha önce gözüne kestirdiği avının elinde veya omzundaki çantayı kapar ve yine hızla oradan uzaklaşırlar. Araba ile yapılan bir başka tür kapkaç hırsızlığında ise, genelde bayan sürücülerin kullandığı otomobillere arkadan hafifçe çarpılır. Bayan çantasını arabada bırakır ve arabasının arka tarafındaki hasara bakmak için kontak anahtarını da arabanın üzerinde bırakarak dışarı çıkar. Bu arada hırsızlardan biri bayanı lafa tutar, diğeri ise bayanın arabasını çalıştırır ve hızla oradan uzaklaşır. Son dönemde sık rastlanılan bir diğer kapkaççılık türü de, tek başına yolculuk yapan bayan sürücülerin arabasının sağ camını kırmak suretiyle çantasını alarak hızla oradan uzaklaşması şeklinde gerçekleşmektedir.
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Kapkaççılık suçunun hangi şekillerde işlendiğinin bir başka boyutu ise bu fiilin örgüt çerçevesinde ve genelde çocuklar aracılığıyla işlendiğidir. Yaşları 9, 10, 11 olan çocukların çete faaliyetleri içinde kullanılmasının altında yatan nedenler ise işin hukuki boyutuyla ilgilidir. Eğer kapkaççı 12 yaşından küçükse yasaya göre hakkında hiçbir işlem yapılamamakta, yakalandığı anda salıverilmektedir. Eğer çocuk 12 ila 15 yaş arasındaysa durum biraz farklılık göstermektedir. Çocuk, 'anlama ve isteme yeteneğine sahip değilse' yine bırakılmakta, 'Anlama ve isteme yeteneğine sahipse' cezası yarı yarıya indirilmektedir. Kapkaççılık yapan bir çocuğun 10 ay ceza aldığını düşündüğümüzde, infaz kanunundan kaynaklanan indirimler ve yaşının küçük olması sebebiyle ceza kanunundan aldığı indirimler neticesinde geriye neredeyse ceza diye bir şeyin kalmadığı görülmektedir. Verilen çok az miktardaki cezanın da paraya çevrilmesi sonucu, çocukların çeteler tarafından kapkaççılıkta kullanılması örgüt zihniyetine göre makul görünmektedir ve örgüt uzaktan kumanda ile çocukları yönlendirmektedir.
Kapkaççılığın nasıl işlendiğinin yanında hangi sebeplerden dolayı işlendiği de üzerinde durulması gereken bir diğer konudur. Bu sebepten dolayı kapkaçın nedenlerinin geniş bir düzlemde araştırılması gerekmektedir. Bu bağlamda akıllara en önce gelen kriterlerden biri ekonomik durumla ilgilidir. Acaba kapkaççılar geçim sıkıntısı çektikleri için mi bu yola başvuruyorlar? Veya iş bulamadıkları, işsiz kaldıkları, boş gezdikleri için mi böyle bir harekete girişiyorlar? İlk anda, haklı gibi görünen bu ve benzeri "gerekçeler" öne çıkabilir veya bu tür bahaneler akla gelebilir. Ancak ne olursa olsun ortaya konan fiilin suç teşkil ettiği kaçınılmaz bir gerçektir. Dolayısıyla hukuk sistemi içinde her hangi bir meşruluğu bulunmamaktadır.
C- Kimlerin bu davranıştan ne şekilde menfaat ve kazanç sağladığı
Kapkaççılık faaliyetinden sadece suçun faili veya faillerinin menfaat sağladığını düşünmek yanlış olacaktır. Bu ve benzeri suçlar genelde örgüt faaliyeti içerisinde yürütüldüğünden dolayı çıkar sağlayan kişi ve gruplar da ona göre şekillenmektedir. Bu açıdan söz konusu yasa dışı eylemden menfaat veya gelir elde eden kesimlerin elde ettikleri bu yasal olmayan maddi veya manevi kazanımlar, kişilerin örgüt içerisindeki görevleri ve etkinliklerine veya etkililiklerine göre farklılık göstermektedirler. Kapkaççılıktan elde edilen gelirler en başta çetenin varlığının devam ettirilmesi için kullanılmaktadır. Kapkaççılıkta kullanılan eğitilmiş kimselerin, özellikle de çocukların, çeteler arası transferlere konu olduğu dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Transferlerde ise çeteler arasında gerçekten akla bile gelmeyecek miktarda, para akışı olmaktadır. Bu gerçeğin yanında, örgüt faaliyetiyle yapılan kapkaççılıkta, kullanılan kişilerin ihtiyaçları da sağlanan gelirlerle karşılanmaktadır. Yani pastanın belli bir bölümünü de fail olarak kapkaççılık suçunu işleyenler yemektedir. Buna ek olarak kapkaççılıkta kullanılan çocukların ailelerine yapılan maddi yardımlar da bulunmaktadır.

Örgüte destek veren, casusluk yapan, yardım eden, sempati besleyen ve arada kobay olarak kullanılan kişilerin ve onlara da verilen belli meblağların varlığı da göz önünde bulundurulduğunda örgütün ne kadar kapsamlı ve sistemli çalıştığını görmenin yanında, kasaya ne kadar fazla para girişinin olduğunu da görmekteyiz. Ayrıca bu tip örgütlerin bu kadar fazla elemana bakmasının yanında bir de kar etme amaçlarının olduğunu ve bunun da gerçekleştiğini düşünürsek gerçeklerle bir kez daha karşı karşıya geliriz. Tabi burada çete liderlerinin lüks yaşantılarının maliyetini de unutmamak gerekir.

D- Kimlerin bu fiili gerçekleştirmede araç olarak kullanıldığı

Kapkaççılık suçu genel olarak bir çete faaliyeti içerisinde işlense de, bireysel anlamda da işlenmesine tanıklık etmekteyiz. Bireysel olarak gerçekleştirilen kapkaççılık faaliyetlerinde herhangi birini araç olarak kullanmak söz konusu olmamaktadır. Zaten birden fazla kişinin bir araya gelerek işlenmesi halinde bireysel kapkaççılıktan değil, örgütsel anlamda gerçekleştirilen kapkaççılık faaliyetinden söz etmek gerekir. Bu durumda kişilerin araç olarak kullanılması sadece örgütsel kapkaççılıkta söz konusu olmaktadır. Eğer bir örgütün varlığından söz ediliyorsa bunun içerisinde o örgütü kuranların, yönetenlerin, o örgüt adına çalışanların, örgüte sempatizanlığı olanların, destek verenlerin, yardım edenlerin, örgüte haber getiren casusların veya ajanların varlıklarını göz ardı etmemek gerekir. Bu bağlamda, kapkaççılık faaliyeti gerçekleştirilirken kullanılan kişilerin örgüt içindeki yerleri, etkileri ve görevleri suçun önüne geçilebilmesi anlamında değer kazanmaktadır. Kapkaççılık faaliyetini gerçekleştirmek için özellikle doğu illerinden getirilen çocukların varlığı, bize araç olarak daha çok onların seçildiğini göstermektedir.
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
İşsizlik, parasızlık, geçim sıkıntısı, aile üyelerinin sayıca çokluğu, iklim, etnik yapı, aşiret sisteminin halen uygulamada olması, eğitimsizlik gibi sosyo ekonomik ve sosyo kültürel nedenlerden dolayı, doğu illerinde bulunan aile reisleri, kolay yoldan para kazanabilmenin yolunu kapkaççılık yapmakta bulmuş; bunun için de kendi öz çocuklarını bu hususta eğitime tabi tutmuştur ve tutmaktadır. Dolayısıyla kapkaççılık suçunu işleyenlerin birçoğuna doğu ve güneydoğudaki illerimiz kaynaklık etmektedir. Bu yerlerdeki yukarıda sayılan sebeplerden ötürü bireyler kolay yoldan para kazanmanın yolunu kapkaççılıkta bulmuştur. Her ne kadar aile reisleri bizzat kendileri kapkaççılık yapmasa da, bu konuda çocuklarının eğitilmesini sağlayarak çetelere kiraladıktan sonra çocuklarının sırtından para kazanmaktadır. Çete liderlerinden aile reislerine gelen maddi yardımların da azımsanmayacak kadar fazla olduğu görülmektedir.

Doğu ve güneydoğudan yetişen çocuklar, ilk önce oradaki yakın iller olan Gaziantep, Siirt, Diyarbakır gibi illerimizde acemiliklerini atmakta, daha sonra ise, işinde profesyonelleşen bu çocuklar İstanbul, İzmir gibi büyük illerde bulunan kapkaç çeteleri tarafından yüksek meblağlar karşılığında transfer edilmektedir. Transfer işleminden önce, adı geçen illerde bir nevi kapkaççılık ve yankesicilik eğitimi gören çocuklardan sadece tam anlamıyla uzmanlaşanların, Marmara ve ege bölgelerimizdeki büyük illere akışının sağlandığı bilinmektedir. Kapkaççılıkta kullanılan kişilerin büyük çoğunluğunun İstanbul, İzmir, Bursa, Kocaeli gibi büyük illerde kapkaç olayını gerçekleştirmesi, kapkaççılığın asıl merkezinin bu illerimiz olduğu anlamına gelmemektedir. Aksine kapkaççılığın asıl merkezlerinin doğu ve güneydoğudaki ilerimiz olduğu ve ona göre tedbir alınması gerektiği unutulmamalıdır. Probleme asıl başlangıç noktasından yaklaşarak çözümlemeye çalışmak en doğru yoldur.

E- Kullanılan araç kimselerin yaş, cinsiyet, aile nüfusu gibi demografik kriterleri

Kişileri kapkaççılığa iten asıl nedenler ekonomik kaynaklı olmakla beraber bunun yanında sosyolojik ve siyasal nedenler de söz konusu olabilir. Kapkaççılık yapanların yaşları, cinsiyetleri, aile nüfusları, varsa aylık sabit gelirleri gibi konular daha çok kapkaççılığın ekonomik ve sosyal boyutu ile ilgilidir. Bu nedenle kapkaççılığın önüne geçilebilmesi için yapılacak olan stratejik planlama kriterlerine uygun bilimsel çalışmalarda bu konuların net bir şekilde açığa çıkarılması önem kazanmaktadır. Yaş faktörünün önemi kapkaççılık suçu bağlamında geçerli olabilecek ceza ehliyeti bakımından kendini göstermektedir.

Türk Ceza Kanununa göre belirli bir yaşın(12 yaşının) altında olan kimselerin işlemiş oldukları fiiller bakımından ceza ehliyetleri yoktur. Belirli yaş aralıklarındaki kişilerin(12-15 yaş arasındakilerin) işledikleri fiilden sorumlu tutulabilmeleri için ise fiillerinin ne anlama geldiğini kavrayabilme yeteneğine sahip olmaları gerekmektedir. 15 yaşını doldurmuş olup ta 18 yaşını doldurmamış olan kimselerin ise cezaları belli oranlarda azaltılarak verilmektedir. Kapkaççılıktan yakalanan çocukların sadece adı, soyadı ve adres bilgileri belirlenerek ailelerine haber verilmekte ve ardından serbest bırakılmaktadır. Kolluk görevlilerinin tek başına çocukların ifadelerini alma yetkisinin bulunmaması, bu işlemi sadece savcı gözetiminde gerçekleştiriyor olması kapkaççılığın önüne geçilememesinde veya da önüne geçme sürecinin yavaş işlemesinde bir etken olarak düşünülebilir. Değişik kent merkezlerinde profesyonelleşen kapkaççı çocukların, ilerde kapkaç çetelerinin kurucuları olacağı göz ardı edilmemeli, hiç değilse alttan yetişen çocukların bu yola sapmamaları veya saptırılmamaları için, gerekli idari, kişisel ve toplumsal tedbirlerin acilen alınması yoluna gidilmelidir.

Bu bağlamda, kapkaç komisyon ve kurulları oluşturularak, suçluları yeniden topluma kazandırmak için gerekli hamleler yapılmalıdır. Aksi takdirde kapkaççılık, bir terör olarak tüm ülke topraklarını yoğun bir şekilde sarmaya devam edecek ve kapkaç failleri az bir cezanın infazından sonra aramızda dolaşarak kişisel güvenliğimizi tehdit etmeye devam edecektir. Cinsiyet faktörünün önemi ise kişilerin, kapkaççılık yapılırkenki hızları, çevikliği bağlamında kendini göstermektedir. Bu açıdan erkeklerin ve yaşı küçük olanların kapkaççılıkta daha çok tercih edildiği görülmektedir. Ayrıca bayanların da çok fazla suç işlemediğini düşünürsek, sokaktan geçen kimselerin, yanlarına yaklaşan bayanlardan şüphe duymayacakları tahmin edilir. Dolayısıyla bayanlar da kapkaççılık faaliyetinde kullanılabilmektedir. Sebebi ise toplumun bayanlardan suç işleme beklentisi olmamasıdır. Ancak her ne kadar bayanlar da bu işin içerisinde olsa da, çeviklik unsuru beklenti unsuruna ağır bastığından kapkaççılıkta daha çok erkeklerin kullanıldığını görmekteyiz.

Bir başka kriter olan aile nüfusunun önemi ise olayın başlangıç noktasından kaynaklanmaktadır. Aile içi nüfusu sayıca fazla olan ailelerde, çocuklara gösterilmesi gerekli olan ilginin yetersizliği veya da bu ilginin hiç olmaması, onları dar anlamda kapkaççılığa, geniş anlamda ise suça yönlendirmektedir.

F- Üniversiteler ve polis arsında yapılacak olan işbirliği ve koordinasyon

Kapkaççılık suçunun önlenebilmesi açısından üniversitelerin de yoğun bir program dahilinde harekete geçmesi gerekmektedir. Yapılacak olan çalışmalarda polisle irtibata geçilerek eldeki verilerin ve imkanların kullanılması yoluyla işbirliği ve koordinasyon içerisinde hareket edilmesi, suçun önüne geçilebilmesi açısından elbette ki yerinde olacaktır. Üniversitelerde düzenlenecek olan konferans, seminer gibi toplantılarda geleceğin Türkiye sini yönetecek olanların bilgilendirilmesi gerekmektedir.

Bunun dışında yine üniversiteler ve polis teşkilatı arasında yapılacak işbirliği ile belirli bölgelerde halka bilgilendirme toplantılarının yapılması gerekmektedir. Bu sayede toplumun suçun önlenmesinde bilinçli bir şekilde hareket etmesi sağlanmış olacaktır.Buna ek olarak üniversitelerde kapkaççılıkla ilgili bilimsel çalışmalara ağırlık verilmesi ve böylelikle çözüm önerilerine yönelik izlenmesi gerekli metotların çeşitlendirilmesi sağlanmalıdır.
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
G- Kapkaççılık ve diğer suçların analizi
Kapkaççılıkla ilgili bu maddelerden bahsettikten sonra, konunun biraz da realitesini ele almak gerekmektedir. Kapkaççılığın en çok yaşandığı illerin başını İstanbul çekmektedir. Türkiye deki kapkaççılık olaylarının %40 ının bu ilin çeşitli yörelerinde meydana geldiği ileri sürülmektedir. Bu ifadeyi Ankara Ticaret Odası nın 2004 yılında yayınladığı “Suç Raporu” da genel anlamda doğrulamaktadır. Çünkü rapor, 2003 yılı verilerine göre Türkiye genelinde şahsa ve mala karşı işlenen toplam 321 bin 805 suçun 135 bin 898’inin İstanbul, Ankara ve İzmir’de işlendiğine dikkat çekiyor. Buna göre üç büyük ilde işlenen suçların toplam suçlara oranı yüzde 42. Yani neredeyse 81 ilde işlenen suçların yarısı bu üç büyük şehrimizde işleniyor. İstanbul’da her gün ortalama 226, Ankara’da 85, İzmir’de 62 suç niteliğinde olay meydana geliyor.
Bu durum genel suç oranlarını özel suç oranlarına yansıtıldığında kapkaççılıkla ilgili %42 lik oranı destekler niteliktedir. Ayrıca 2003 yılına girilmesiyle birlikte İstanbul'da kapkaç olayları da arttı. Yılın ilk 16 gününde tam 148 kapkaç olayı yaşandı. Bu rakam, günde ortalama 9 kapkaç anlamına geliyor. Oysa İstanbul'da geçen 2002 yılında toplam 2 bin 564 kapkaç olayı yaşandı. Bir başka deyişle bu yıl içerisinde günde ortalama 7 kapkaç meydana geldi. Dolayısıyla mevcut durum, bize 2001 yılına göre 2002 yılının başlarında İstanbul’da kapkaççılık olaylarının arttığını gösteriyor. Ankara Ticaret Odası’nın yayınladığı suç raporuna göre, yaşanan ekonomik krizden sonra hem şahsa yönelik suçlarda (adam öldürme, yaralama, ırza geçme) hem de ekonomik suçlar olarak da nitelenen mala karşı suçlarda (hırsızlık, dolandırıcılık, gasp, yankesicilik, kapkaç gibi) artış oldu. 2002 yılında suçlardaki artış hızı ya durdu ya da gerileme yaşandı. 2003 yılı ile birlikte suçlar yeniden artış trendine girdi. Özellikle büyük şehirlerde halkı canından bezdiren kapkaç suçlarında, alınan önlemler nedeniyle 1-2 yıldır göze çarpan gerileme, 2004 yılının ilk 5 ayından sonra hortlama dönemine girdi.
Mala karşı işlenen suçlardan kapkaççılıkla ilgili olarak, 2000 yılının başından 2004 yılının Mayıs ayı sonuna kadar 60 bin 42 olay gerçekleşti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü istatistiklerine göre 2002 yılında yaşanan kapkaççılık olayları, bir önceki yıla, 2001'e göre yüzde 54 oranında azaldı. 2001 yılında 5 bin 533 kapkaç olayı yaşanmıştı ve bu, günde ortalama 15 kapkaç anlamına geliyordu. 2002 yılında ise İstanbul'da toplam 2 bin 564 kapkaççılık vakası yaşandı. Günlük kapkaç ortalaması ise 7…Şişli ilçesi, 2002 yılında 292 kapkaç olayıyla İstanbul'un kapkaç şampiyonu ilçesi oldu. 2001 yılının şampiyonu ise, 630 kapkaç olayıyla Kartal ilçesiydi. Ümraniye, Kadıköy, Beyoğlu ve Beşiktaş, 2002 yılının en çok kapkaç yapılan 5 ilçesi arasına girdi. 2002 yılında kayıtlara geçmiş kapkaç olayı bulunmayan Adalar, Şile, Silivri ve Çatalca ilçeleri ise çanta taşıyanlar için en güvenilir dört ilçe. Kapkaç olaylarında en büyük düşüşün yaşandığı iki ilçe ise, Pendik ve Sultanbeyli ilçeleri. Bu ilçelerden Pendik'te 2001 yılı içinde 470 olay meydana gelirken, 2002 yılında kapkaç olaylarının sayısı 60'a düştü. Sultanbeyli'de ise 2001'de 151 olan kapkaç sayısı, geçtiğimiz yıl 21'e düştü.
2000 yılında ülke genelinde 12 bin yankesicilik ve kapkaççılık olayı meydana gelirken 2001 yılında bu sayı 16 bin 309’a fırladı. 2002 yılında 12 bin 595, 2003 yılında 12 bin 793, 2004 yılı Mayıs ayı sonuna kadar da 6 bin 333 yankesicilik ve kapkaççılık olayı gerçekleşti.
İstanbul 2003 yılında, 5 bin 175 olayla birinci, İzmir 2 bin 430 olayla ikinci sırada bulunuyor. Yankesicilik ve kapkaççılıkta üçüncülük 972 olayla Bursa’da... Dördüncü sıradaki Antalya’da 734, beşinci sıradaki Ankara’da 598, altıncı sıradaki Diyarbakır’da ise 525 yankesicilik ve kapkaççılık meydana gelmiş. Sinop’ta ise yankesicilik ve kapkaççılık olmamış.
2006 yılı Türkiye geneli polis sorumluluk alanında meydana gelen şahsa ve mala karşı işlenen asayiş olaylarının suç türlerine göre dağılımına baktığımızda ise, mala karşı işlenen suçlardan olan kapkaççılıkla ilgili olarak 12154 olayın meydana geldiğini görmekteyiz.
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
İstatistikler göz önünde bulunduğunda görülüyor ki, Marmara bölgesi kapkaççılık suçu itibariyle bölgeler arasında 1. sırada yer alırken, onu ege bölgesi 2.likle takip etmektedir. Geriye kalan sıralama ise, Akdeniz bölgesi 3. , İç Anadolu Bölgesi 4. , Güney Doğu Anadolu Bölgesi 5. Karadeniz bölgesi ise en az kapkaççılık olaylarının yaşandığı bölgelerden. Ancak çalışmanın başında da değinildiği gibi kapkaççılığın asıl merkezinin Marmara Bölgesi olarak düşünülmesi yanlış olacaktır. Çünkü kapkaççılık faaliyetlerini gerçekleştirenlerin büyük bir çoğunluğu Doğu ve Güneydoğudaki illerden yetişip gelmektedir. Bu açıdan alınması gerekli tedbirlerin uygulanmasına öncelikli olarak buralardaki illerden başlanması gerekmektedir. Sadece polis kayıtlarına geçen kapkaççılık olaylarının varlığının yanında kayıtlara geçmeyen olayların varlığı da göz önünde bulundurulmalıdır. Hukuk sürecinin yavaş işlemesi, vatandaşın gerekli yasal prosedürlerle uğraşmak istememesi gibi nedenlerden dolayı kapkaççılıkla ilgili olayların birçoğu kayıtlara geçmemektedir.

H- Kapkaççılık yapanların özellikleri
Ege KOOP’un 2005 yılında düzenlemiş olduğu “Kapkaç Kabusu ve Güvenlik” konulu sempozyumda konuşan EÜ Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Milliyet Ege Yazarı Yrd. Doç. Dr. Engin Önen, Türkiye'de kapkaç olaylarının yüzde 40'ının İstanbul'da yaşandığını, İzmir'in ise yüzde 19 ile ikinci sırada yer aldığını açıklamış bulunmaktadır. Önen, kapkaç ve hırsızlık olaylarına karışanların yüzde 70'inin ilköğretim mezunu olduğunu, yüzde 67'sinin herhangi bir işi olmadığını belirtmiştir. Önen, suç işleme nedenleri arasında yüzde 47'sinin "parasızlık", yüzde 21'inin "kolay para kazanma", yüzde 18'inin de "meslek olarak" bu tür işleri yaptığını ifade etmiştir.
"Hırsızlık ve kapkaç gibi suçlara karışanların yüzde 73'ü sabıkalıdır. İzmir Emniyet Müdürlüğü kayıtlarına göre, 2004'te bin 425 hırsızlık ve kapkaç olayı yaşanmış; 287 olay aydınlanmış, 359 sanık adliyeye sevk edilmiş, 151 kişi tutuklanmıştır.


5-KAPKAÇÇILIKLA İLGİLİ ALINMASI GEREKLİ TEDBİRLER
a) Hukuki tedbirler
Kapkaççılığın önlenebilmesi için alınması gereken tedbirleri, hukuki, idari ve kişisel ve toplumsal tedbirler olarak sınıflandırmak mümkün olabilir. Böyle bir ayırımı yaptıktan sonra ise, ilk önce alınması gereken hukuki tedbirlerden bahsetmek yerinde olacaktır.
Kapkaççılık konusunda ceza hukukçuları arasında hangi maddenin uygulanacağı hususunda görüş birliğinin olmaması ve çelişkiye düşülmesi, polisin görevini daha iyi, daha kaliteli ve etkili bir biçimde yerine getirebilmesi ve yetkilerini gözden geçirerek daha rahat bir şekilde suç tasnifi yapabilmesi açısından “müstakil bir suç ve onun nitelikli halleri” olarak düzenlenmesi ve TCK da yer alması düşüncesini akıllara getirebilir. Böylece polisin görevi daha kolaylaşacak, yetki karmaşası ve sıkı ve yoğun bir iş temposu içerisinde görevini bir takım zorluklarla ifa eden polisin küçük bir alanda dahi olsa rahatlaması söz konusu olabilecektir. Bu bakımdan yapılacak olan müstakil düzenlemede kanun koyucu tarafından, kapkaççılık kavramının açık ve anlaşılır biçimde tanımının yapılması ve kavram kargaşalarının ortadan kaldırılması için ilgili kanunun gerekçesinde yeterli ve net açıklamalar yapma yoluna gidilmesi isabetli olacaktır. Bu bağlamda, kapkaç fiilinin; beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda olanlara karşı ve gebe kadınlara karşı işlenmesi hallerinde ve çocukların araç olarak kullanılması, örgüt çerçevesinde eylemin gerçekleştirilmesi, kamu görevlisi tarafından işlenmesi hallerinde cezasının artırılması; dolayısıyla nitelikli hallerin düzenlenmesi maksimum faydayı sağlayacaktır. Ayrıca kapkaç eylemi sonucunda kişinin vücut bütünlüğünün kısmen ya da tamamen bozulması veya ölümü halinde de ceza artırımına gidilmesi gerekebilecektir. Bu açıdan kapkaç fiilini eyleme dönüştüren failin gerçek yüzünü maske ve benzeri değişik araçlarla gizleyerek bu suçu işlemesi hali de dikkat edilmesi gereken bir diğer husustur.
Bu anlatılanlar ışığı altında, kapkaççılık kavramının ceza hukuku alanına kanunlar çerçevesinde bir terim olarak dahil edilmesi bir zorunluluk olmasa da gereklilik boyutuna ulaşmıştır. Dolayısıyla bu gerekliliğin bir sonucu olarak-ceza kanununda yer almasa dahi, değişik maddeler kapsamında değerlendirildiği için; yani TCK da aslen var olduğu için-polise düşen görev; kapkaççılığın önlenebilmesi açısından gerekli tedbirleri maksimum düzeyde almak ve kapkaç terörünün önüne geçebilmektir.
Kanunî boşluklar ve kaçamaklar suça alışan kişileri bir yerde suça teşvik etmekte, suçu bir alışkanlık ve meslek haline gelmesine yol açmaktadır.
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Bundan dolayı caydırıcı cezaları sıkça gündemde tutmalı ve âcilen uygulamaya koymalıdır. Çünkü kapkaççılık yapanların çoğu, kanunlardaki indirimlere ve hakimin takdir yetkisine dayalı olarak az bir ceza alıp kurtulmaktadır. Bu durumda söz konusu bu kişilerin, ceza kanunundan kaynaklanan eksiklikler ve açıklıklardan dolayı, cezaların caydırıcı etkisinin de indirimler sebebiyle istemeyerek te olsa azaltılması nedeniyle, kapkaççılığı, kolay yoldan para getiren bir araç olarak algılamasına yol açmaktadır.


b)İdari tedbirler
Kapkaççılığın önlenebilmesi açısından yapılması gereken hukuki düzenleme tek başına yeterli olamayacaktır. Bunun yanında idari açıdan yapılması gerekenler de kapkaççılığın önlenebilmesi bağlamında önem kazanmaktadır. İdari açıdan alınması gerekli olan tedbirlerin veya yapılması gereken işlemlerin tek bir kuruma yüklenmemesi gerekmektedir. Sadece kolluk kuvveti olarak polisin, tek başına idare olarak kapkaççılıktan sorumlu tutulması emniyet teşkilatına aşırı yüklenmeyi de beraberinde getirecektir. Geniş anlamda suçtan, dar anlamda kapkaççılıktan sorumlu olan tek kurum emniyet teşkilatı olmamalıdır. Problemin çözümüne yönelik olarak ceza adalet sistemi içerisindeki tüm ilgili kurum ve kuruluşların da kapkaççılığı önlemede rol ve görev üstlenmesi gerekmektedir. Bunun yanında söz konusu birimler arasında kurumlar arası bir çalışmanın gerekliliği kendini göstermektedir. İdari açıdan yapılması gerekenlerin sadece polisin üzerine yıkılması toplumun kendisine duyduğu güven ve sorunluluk duygusunu azaltabilir.
Buna rağmen kapkaççılığın önlenebilmesi için idari açıdan yapılması gerekli olanların önemli bir boyutu da elbette polisle ilgilidir. Kapkaççılığın önlenebilmesi için polis, en başta konuyla ilgili görev ve yetkilerinin tam manasıyla bilincinde olmalıdır. Böylece polis, karşılaştığı bir olayda neler yapabileceğini daha rahat kestirebilecektir. Bunu yanında polisin uygulamalı tedbirlere daha fazla ağırlık vermesi gerekmektedir. Bu bağlamda, gün içerisinde en çok insanın ayak bastığı kalabalık cadde ve sokaklarda polisin görünürlüğü ve etkisi artırılmalıdır. Dolayısıyla yaya ve motorize devriye ekiplerinin sayısı artırılmalı, buna bağlı olarak yetki alanları daraltılmalıdır. Alan daraltılması sonucu oluşan boş alanlara ise yeni ve dinamik personel takviyesi yapılmalıdır. Tabi bunun için personel sayısının da yeterli hale getirilmesi gerekmektedir. Devriye ekiplerinin yetki alanlarını daraltılmasıyla beraber, polis, daha dar alanda, karşılaştığı suçlara müdahale anlamında, daha çabuk ve etkili olacaktır. Böylece suçüstü hallerinin sayısı artacak, dolayısıyla halka en seri şekilde hizmet verilmesi sağlanmış olacaktır.
Polis hizmetlerinin verimli, etkili ve çabuk bir şekilde verilmesi, suçun önüne geçilebilmesi anlamında gerekli olan birincil koşuldur.
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Bununla beraber polisin halkla daha iç içe olması için vatandaşla arasındaki ikili diyaloğa önem vermesi, böylelikle vatandaşın da suç önlenmesine katılımını sağlaması gerekmektedir. Bunların dışında polis, kent merkezlerindeki kalabalık mekanlar olan çarşı, pazar, otobüs durakları gibi yerlerde nokta hizmetlerine ağırlık vererek güvenlik önlemlerinin seviyelerini artırmalı ve polisin daha fazla görünür hale gelmesiyle beraber caydırıcı etki yaratması sağlanmalıdır. Ayrıca kalabalık mekanlarda, polisin görünürlüğünün artırılmasıyla birlikte, sivil ekiplerin de buralardaki devriye ve nokta hizmeti veren personele yardımcı olması için, bu yerlerde görev paylaşımı yapması gerekmektedir. Buna ek olarak, kapkaççılığın daha kısa zamanda önlenebilmesi için, kapkaççılıkla ilgili istatistikler hazırlanırken çok dikkatli olunmalı, yanlışlıklara sebebiyet verilmemelidir.
Kapkaççılığın önlenmesi için alınması gereken önlemler sadece ceza adalet sistemi içindeki kurumlarla da sınırlı tutulmamalı, bunun yanında alternatif birimlerin de katılımı sağlanmalıdır. Örneğin suçun önlenmesi için belediyelere de oldukça ciddi görevler düşmektedir. Belediyelerin çok sakin olan sokak ve cedde aralarına yeterli aydınlatma sistemini yerleştirerek çevresel güvenlik tedbirlerini alması gerekmektedir. Buna ek olarak kalabalık olmayan yerlere park, bahçe gibi dinlenme yerlerinin yapılması suretiyle söz konusu mekanların daha çok kullanılır hale gelmesi sağlanmalıdır. Böylece cadde ve sokakların vatandaşlar açısından çekiciliği artacak ve durgun olan yerlerin hareketli hale gelmesi sağlanacaktır. Bunu sonucunda kapkaççılık için en uygun ortamlardan biri olan sessiz ve sakin yerlerin sayısı azaltılacak ve kapkaççılığın önlenebilmesi için gerekli olan adımlar atılmaya başlanmış olacaktır.
c) Kişisel ve toplumsal tedbirler
Kapkaççılıktan korunmak için alınması gerekli olan tedbirler, genel tedbirler ve suçun işleniş şekline göre özel tedbirler olarak sınıflandırmaya tabi tutulabilir. Ancak genel tedbirlerle özel tedbirleri birbirinden kalın çizgilerle ayırmak mümkün gözükmemektedir. Buna göre alınan bir genel tedbir aynı zamanda kapkaççılığın işleniş şekline göre özel bir tedbir olabileceği gibi, alınan özel bir tedbir de aynı zamanda kapkaççılıktan korunmak için alınan genel bir tedbir niteliğinde olabilecektir.

-Genel tedbirler
Yolda veya caddede yürürken caddeye yakın olan taraftan mümkün oldukça uzak durulmalı , trafik akışının ters istikametinde çanta taşınmalıdır. Hava karadıktan sonra eve giderken ıssız ara sokaklar yerine, ışıklı ana caddeler tercih edilmeli. Özellikle bayan sürücüler, otoyolda giderken, araçlarına arkadan çarpan olursa çok dikkatli olmalı, otoda tek iseler araçtan inmemeli; çarpan aracın plakasını ve şahsın eşkalini almaya çalışarak en yakın Polis Merkezine veya 155 Polis İmdat telefonlarına bildirilmelidir. Trafiğin yoğun olduğu yerlerde ve trafik ışıklarında beklerken, çantalar ön veya arka koltuk yerine mümkünse bagaja kilitlenmeli ya da sürücü koltuğunun altına gizlenmelidir. Bayanlar askılı çantalarını vücutlarına çapraz şekilde takıp, kontrol altında bulundurmalıdır. Gişe veya bankalarda işlem yaparken başkalarının yardımı istenmemeli, kabul edilmemelidir.
Sarhoş insanlar kapkaççıların ve gaspçıların hedefidir. Kumaş pantolon giyen erkekler, topuklu ayakkabı giyen ve çantasını elinde taşıyan kadınlar da kolay hedeftir. Kadınların kullandığı otomobilin görünen bir yerinde çanta varsa hedef olur. Değerli eşyaların ve paraların iç ceplerde taşınması gerekmektedir. Kumaş pantolonun cebine para koyulmamalıdır. Önünüzde iki kişi aniden kavga etmeye başlarsa araya girilmemesi gerekmektedir. Kadınlar kıymetli eşyalarını çantada taşımamalı, arabalarında çanta bulundurmamalıdır. Değerli eşyalar bagaja koyulmalıdır. Bunların yanında toplumun da kapkaççılığa karşı duyarlı olması, söylenilen sözlere ve yapılan uyarılara kulak vermesi gerekmektedir. Aksi takdirde alınan bireysel önlemler, tek başına bir anlam ifade edemeyebilir. Çünkü kişisel kapasite kapkaççılığın önlenmesi için yetirli olamayabilir. Bu açıdan toplumun da bu suça karşı duyarlı olması gerekmektedir.
Bunun dışında değişik kapkaç türlerine göre çeşitli tedbirlerin alınması da gerekmektedir. Yankesiciliğin birçok çeşidi olduğu gibi kapkaççılığın da değişik şekillerde meydana gelen türleri mevcuttur. Kapkaççılık, çanta kapkaççılığı, yollarda yapılan kapkaç, alışveriş merkezlerinde yapılan kapkaç, cep telefonu kapkaççılığı ve oto ve otodan kapkaç olmak üzere çeşitli şekillerde meydana gelebilmektedir.
-Özel tedbirler
Kapkaççılık türlerinden biri olan çanta kapkaççılığından korunabilmek için;
Cüzdanlarda bulunan kimlik kartlarının birer fotokopisi çekilip, bir yerde saklanmalıdır. Çanta içerisinde yüklü miktarda para ve değerli eşya bulundurulmamalıdır. Değerli takılar çantalara konmamalıdır, kolye, bilezik, yüzük gibi takılar çok fazla takılmamalıdır. Pahalı ve gösterişli çantalar kullanılmamalı, mümkünse fermuarlı çantalar tercih edilmelidir. Toplu taşıt araçları, otobüs durakları ve istasyonlarda sıkıştırıldığınızda çanta ve cüzdanlar kontrol edilmelidir. Sıkıştıran kişi veya kişileri ileride teşhis edebilmek için yüzlerine dikkatlice bakılmalıdır. Hastane, lokanta ve çay bahçesinde otururken, çantalar sandalyeye asılmamalı ve gelişi güzel şekilde yere bırakılmamalıdır. Masada otururken çanta iskemlenin arkasına veya yandaki iskemlenin üstüne koyulmamalıdır. Çantaların masanın üstünde ve göz önünde olmasına özen gösterilmelidir.
Lavaboya giderken veya herhangi bir nedenle geçici olarak masa terk edildiğinde mutlaka çantalar da beraberinde götürülmelidir. Piknik alanlarında para ve değerli eşyalar bir yerde toplu olarak bırakılıp eğlenceye dalınmamalı, eşyalar en az bir kişinin gözetiminde tutulmalıdır. Ayrıca bu tür yerlerde adres sorma gibi bahanelerle yaklaşan insanlara çok dikkat edilmeli, hareketleri kontrol edilmelidir. Düğün salonu ve eğlence merkezlerinde eğlenmekte iken, oyuna kalkıldığında sırada para ve değerli eşyalar mutlak surette güvenilir birine emanet edilmelidir. Erkekler olarak, pantolon ceplerinde bulunan cüzdanlar, düğmeli bir yere koyulmalı ve düğmeleri kapalı tutulmalıdır.
Yollarda yapılan kapkaççılıktan korunmak için;
Bulunulan ortamdaki her türlü karmaşa ve dikkat dağıtan olay şüpheyle karşılanmalıdır. Sokağa çıkmakla birlikte çantaları, vücudun ön kısmında, kapağı vücuda gelecek şekilde ve kapalı olarak taşınmalıdır. Yolda yürürken dalgın olmamalı, etraf kontrol edilmelidir. Tanınmayan birinin saat ve adres sorma girişimi şüphe ile karşılanmalı, dikkat dağıtmasına imkan verilmemelidir. İki kişi olarak yürürken çantalar araya gelecek şekilde takılmalı ve kaldırımın iç tarafından yürünmelidir. Tenha ve riskli bölgelerde tek başına yürümemeye özen gösterilmelidir. Mümkünse bu bölgeleri geçişte taksi kullanılmalı veya şahısların yanından ikili, üçlü gruplar halinde yürüyerek geçilmelidir.
Özellikle kalabalık yerlerde yürürken karşıdan ve arkadan gelecek şahısların yandan geçtikleri esnada dikkatli olunmalıdır. Riskli bölgelerdeki ATM'lerden, özellikle tenha ve gece koşullarında para çekilmemelidir. Banka, ATM veya döviz bürolarından alınan paraları poşet, kese kağıdı veya gazete kağıdı içinde taşınmamalıdır.
Alışveriş merkezlerinde yapılan kapkaççılıktan korunmak için;
Alış-veriş esnasında ve yürürken, çanta içerisinde para ve kıymetli eşyalar başkalarınca görülebilecek şekilde çıkarılıp, çantaya koyulmamalıdır. Harcanacak miktardaki para çanta içinde ayrı bir bölümde saklanmalıdır. Alışveriş için herhangi bir mağazaya veya dükkana girildiğinde omuz ve el çantaları yere bırakılarak alış-veriş yapılmamalı, mutlaka elde tutulmalıdır. Hesap öderken, cüzdanı çantadan çıkarmadan ve içindekileri göstermeden para veya kredi kartı çıkartılmalıdır. Hesap ödedikten sonra cüzdanın çantaya koyulduğundan ve fermuarının kapandığından emin olunmalıdır. Çok fazla para ve mücevherle çarşı, pazar ve alışveriş merkezi gibi insanların yoğun olduğu yerlere gidilmemelidir. Herhangi bir giysiyi prova etmek için soyunma kabinine girildiğinde çantalar teslim edebilecek bir yakın veya akraba yoksa, mutlaka yanda bulundurulmalıdır. Tezgahtarlara güvenip tezgah üzerine çanta bırakılmamalıdır.
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Oto ve otodan kapkaççılıktan korunmak için ise;
Araca binmeden önce etrafında bir tur atarak olası olumsuzluklar kontrol edilmelidir. Araca bindikten sonra içeriden kumanda edilen otomatik kilitle kapılar kilitlenmeli, camlar beş santimetreden fazla açılmamalı; çanta, oturulan koltuğun altına koyulmalıdır. Yan tarafa veya arka koltuğa bırakılmamalıdır. Trafik ışıklarında satıcı veya çocuklarla konuşulmamalı, alış-veriş yapılmamalıdır. Olabilecek hafif trafik kazalarında, bilhassa arkadan veya yandan çarpmalarda şüpheci olunmalıdır. Tenha bir yerde bulunulduğunda asla araçtan çıkılmamalı ve hemen 155 Polis İmdat veya 154 Alo Trafik telefonlarından yardım istenmelidir. Karanlık veya tenha bölgelerde mümkün olduğunca araç kullanılmamalıdır.
Kısa süreli durmalarda, araç anahtarı üstünde bırakılmamalıdır. Camları kapatıp kapıları kilitlemeden kısa süreli de olsa araç terk edilmemelidir. Park yerlerinde veya piknik alanlarında otolar park edildiğinde, kapı ve camlar kesinlikle açık bırakılmamalıdır. İçerisinde para ve cep telefonu gibi değerli eşyalar asla bırakılmamalıdır. Herhangi bir saldırı halinde direnilmemeli, yüksek sesle bağırarak yardım istenmelidir. Bu tür bir saldırıya tanık olunduğunda, bir gün benzeri bir olayın başa gelebileceği düşünülerek, tanıklık yapmaktan kaçınılmamalıdır. Kapkaç olayında kullanılan aracın plakası alınmaya çalışılmalıdır. En yakın karakola giderek olay anlatılmalı ve kayıplarla ilgili tutanak tutturulmalıdır. Çalınan kredi kartları vakit geçirmeden iptal ettirilmelidir. Anahtarlar da çalınanlar arasında ise, vakit geçirmeden kilitler değiştirilmelidir.
6-SONUÇ

Bir kimsenin haberi olamadan, taşınabilir eşya ve ziynetin bir veya birkaç kişi tarafından aniden kapıp kaçırılmasına kap-kaççılık denir.

Kapkaç suretiyle hırsızlık suçuna maruz kalan bir kimsenin uğradığı zarar hem maddi hem manevi hem de fiziksel açıdan ileri düzeyde olabilir. Hal böyle iken söz konusu eylemin sadece hırsızlık bağlamında değerlendirilerek işleme konması, dar anlamda mağdurun, geniş anlamda ise toplumun emniyet teşkilatına ve adalet mekanizmasına duyduğu güven ve sorumluluk duygusunun zedelenmesine yol açacaktır. Bu durum ise kanunların uygulanmasında ve hukuk sürecinin işletilmesinde istenen ve beklenen seviye değildir.

Hal böyle olunca hırsızlık suçunu işleyen fail veya failler yerine göre ye hiç ceza almadan ya da çok az bir ceza aldıktan sonra içimizde dolaşarak toplumun huzurunu ve kamu düzenini ihlal etmeye devam edeceklerdir. Bunun sonucunda ise, kanunların uygulanmasında birincil rolü üstlenen polis, suçların önüne geçebilme bağlamında “olmazsa olmaz” lardan olan toplum desteğini yavaş yavaş azalan bir sistematik içerisinde kaybetmeye başlayacaktır. Bu anlamda kolluk kuvvetleri önüne gelen somut olayın özelliklerine göre işlem yapmalı, salt, TCK da yer alan 142.maddenin 2. fıkrasının b bendinde geçen ifadeyle bağlı kalmamalıdır.

Kapkaççılığın önlenebilmesi açısından yapılması gerekenler hukuki, idari ve toplumsal tedbirler olarak düşünülebilir.

Kapkaççılık, toplumda yeni meydana çıkmış bir suç değildir. Her ne kadar ceza kanununda ayrı bir suç olarak yer almasa da değişik suçlar kapsamında değerlendirilmektedir. Ancak bu da kavram kargaşasına yol açabilmektedir. Bu sebepten dolayı kapkaççılığın müstakil bir suç olarak TCK da yer alması ve nitelikli hallerinin düzenlenmesi düşünülebilir. Bu düzenlemede nitelikli haller üzerinde yeterince durulması gerekmektedir.

Kapkaççılığın önüne geçilememesinde polis tek başına sorumlu gösterilmemeli; bunun için Ceza Adalet Sistemi içinde görevi olan tüm kurum ve kuruluşların sorumlulukları gözden geçirilmelidir. Bunu yanında, belediyeler de üzerine düşen görevleri en iyi şekilde yerine getirerek sokak ve caddelerin görünürlüğünü ve kullanılırlığını artırmalıdır. Ayrıca idari alt yapı ile ilgili olan, kapkaç komisyon, kurul ve komiteleri oluşturularak, suçluları yeniden topluma kazandırmak için gerekli hamleler yapılmalıdır. Aksi takdirde kapkaççılık, bir terör olarak tüm ülke topraklarını yoğun bir şekilde sarmaya devam edecek ve kapkaç failleri az bir cezanın infazından sonra aramızda dolaşarak kişisel ve toplumsal güvenliğimizi tehdit etmeye devam edecektir.

Türkiye açısından bakıldığında kapkaççılığın senelere göre değişim gösterdiği; kimi zaman arttığı, kimi zaman ise azaldığı fark edilmektedir.
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Yaptığı eylemde profesyonelleşen kapkaççıların birçoğu, profesyonelleşme sürecinden önce Diyarbakır, Gaziantep, Batman, Siirt gibi doğu ve güney doğu illerinde staj eğitimi görmektedir. İşin ilginç tarafı, staj eğitimine, dolayısıyla kapkaççılığa katılan kimselerin çoğunun çocuk olması ve bu çocukların da önemli bir kısmının 12 yaş altı çocuklar olmasıdır.

Türkiye de kapkaççılığın sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal nedenleri bilimsel çalışmalara dayalı olarak araştırılmalı; bu konuda sürekli olarak değişebilen dinamik bir veri tabanı oluşturulmalıdır. Böylece kapkaç terörünün, önüne geçebilmek bağlamında alınması gereken tedbirler belirlenecek ve azalması sağlanabilecektir. Bu açıdan, özellikle doğu ve güney doğu illerinin sosyolojik, etnik, ekonomik ve kültürel yapısı iyi araştırılmalı; büyük illerimize kaynaklık sağlayan doğu illerimizin bu misyonu sona erdirilmelidir. Bu itibarla; çocukların suçtan korunabilmesi açısından risk grupları belirlenmeli, oluşturulacak olan dinamik veri tabanlarıyla bu risk gruplarının kontrol altında tutulması sağlanmalıdır. Aksi takdirde çocuklarımızı bile bile, geniş anlamda suça; dar anlamda ise kapkaççılığa itmiş veya itilmelerine göz yummuş oluruz.
 
Üst