Türk Dilleri Ailesi

DELİKURT

Dost Üyeler
Katılım
12 Haz 2008
Mesajlar
1,103
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Turan
Türk Dilleri Ailesi

Türk dilleri ailesi olarak Doğu Avrupa'dan Sibirya ve Çin'in batısına kadar uzanan bir alanda ana dil olarak 180 milyon kişi tarafından, ikinci dil olarak konuşanlar da sayılırsa 200 milyon kişi tarafından konuşulan, birbirleri ile çok yakın akraba olan ve 40 dilden oluşan bir dil ailesi tanımlanır. Türk dilleri Altay dilleri ailesine aittir. En çok konuşulan Türk dili, Türkiye Türkçesi'dir.

Tüm Altay dillerinde olduğu gibi Türk dillerinde de büyük ve küçük ses uyumu vardır, yazımda sözcükler son ekler alarak uzarlar ve cümle yapısı özne-nesne-fiil sırasıyla oluşturulur.

Yüzyıllar boyunca Türk dillerini konuşan halklar göçebe hayatı sürdürdürmüşler ve özellikle İran, İslav ve Moğol gibi farklı toplumlarla birçok alanda etkileşimde bulunmuşlardır. Geniş bir tarihe yayılan bu etkileşim sürecinden Türk dilleri de önemli oranda etkilenmiştir. Bu etkileşim sürecinde Türk dilleri de kendi aralarında bazen birbirlerinden uzaklaşıp bazen de göçebe yaşam şekli nedeniyle tekrar yaklaşıp kaynaşmışlardır. Bu yüzden Türk dil grubu ve içindeki dillerin tarihi gelişimleri kısmen belirsizleştirmiş, bu yüzden Türk dillerinin sınıflandırılmasının birden fazla sistemi oluşmuştur. Günümüzde en genel kabul görmüş sınıflandırma sistemi Samiloviç'in kalıtsal sınıflandırması olmakla beraber ayrıntılarda tartışmalar sürmektedir.

Türk dilleri ailesi

Toplam 40 ayrı dilden oluşan, 180 milyon ana dili olarak konuşanı ile Türk dilleri ailesi, Altay dilleri grubunda büyük farkla en büyük dil ailesini oluşturur. Dünyadaki bütün dil aileleri arasında yedinci büyük dil grubunu oluşturur ve önümüzdeki on yıllar içinde daha da büyüme kapasitesine sahiptir.

Dünyadaki büyük dil aileleri:

  • 1. Hint-Avrupa dil ailesi
    [*]2. Çin-Tibet
    [*]3. Nijer-Kongo
    [*]4. Afro-Asya
    [*]5. Avustronezce
    [*]6. Dravid
    [*]7. Türk dilleri ailesi
    [*]


Türk dillerinin coğrafyası

Türk dilleri, Doğu ve Güneydoğu Avrupa, Batı, Orta ve Kuzeyasya gbi büyük bir coğrafyaya dağılmıştır. Bu bölge Balkanlar'dan Çin'e, İran'dan Kuzey Denizine kadar uzanır. Asya'nın yaklaşık otuz ülkesinde en az bir Türk dili, sözünü etmeye değer yaygınlıkta konuşulur. Bunun yanında Almanya'da büyük bir azınlık Türkiye Türkçesini ana dili olarak konuşur.

Büyük Türk dilleri ve anlaşılabirlik

Türk dillerini konuşanların dörtte üçü, en büyük üç Türk dilinden birini kullanır:

  • Türkiye Türkçesi; 70 milyon ana dili olarak konuşanı vardır. Türkiye, Balkanlar, Batı ve Orta Avrupa'daki ikinci dil olarak konuşanlar ile 80 milyonu bulur.
    [*]Azerice (Azerbaycan Türkçesi); 30 milyon konuşucu: Azerbaycan ve Kuzeybatı İran.
    [*]Özbekçe; 24 milyon konuşucu: Özbekistan, Kuzey Afganistan, Tacikistan ve Batı Çin.

Bir milyondan fazla konuşucusu olan diğer Türk dilleri:
  • Kazakça 11 Mio. Konuşucu: Kazakistan, Özbekistan, Çin, Rusya
    [*]Uygurca 8 Mio Konuşucu: Çin- Sincan
    [*]Türkmence 6,8 Mio Konuşucu: Türkmenistan, Kuzey Iran
    [*]Kırgızca 3,7 Mio Konuşucu: Kırgizistan, Kazakistan, Çin Türkistanı
    [*]Çuvaşça 1,8 Mio Konuşucu: Rusyanın Avrupa kısmında
    [*]Başkırca 2,2 Mio Konuşucu: Başkıristan
    [*]Tatarca 1,6 Mio Konuşucu: (etnik olarak 6,6 Mio.) Merkez Rusyadan Batı Rusyaya kadar
    [*]Kaşgayca 1,5 Mio Konuşucu: Iranin Fars ve Çuzistan illerinde

Sayılar 3/2006 tarihli kaynaklardan alınmışdır. %5 - %10 daha yüksek sayılar gösteren kaynaklar bulmakta mümkündür.

Anlaşılabirlik

Neredeyse tüm Türk dillerinin fonoloji, morfoloji ve sentaksları aynıdır. Sadece Çuvaşça, Halaçça ve Yakutça ile Dolganca gibi Sibirya Türk dilleri bu noktalarda farklıdır. Bunun yanında komşu ülkelerin sınırlarında kaynaşmadan ileri gelen ve bazen dil gruplarının sınırlarını da aşan lehçeler bulunur.
Türk dilleri birbirlerini anlıyabilen dillerden oluşan grublara ayırılır. En büyük grub Türkiye Türkçesi, Azerice ve Türkmenceyi içine alan Oğuz grubudur. Diğer grublar, Uygur, Kıpçak, Ogur, Sibirya ve Argu grublarıdır. Aynı grubun içinde yer alan dillerin arasındaki fark bir lehçe farkı kadardır, ancak iki farklı gruba ait dilin arasında anlaşabirliği zorlaştıran ya da imkansız kılan gramer farkları vardır. Buna rağmen tüm dillerde neredeyse hep aynı kalan birçok kelimeler vardır:

Türkçe ulusal diller

Türkiye Türkçesi, Azerice, Türkmence, Kazakça, Kırgızca ve Özbekçe, ülkelerinin ulusal dilidir. Bunun yanında bazı özerk Türk Cumhuriyetlerinde ve bölgelerinde resmi dil olarak geçenler vardır: Çuvaşça, Kumıkça, Karaçay-Balkarcası, Tatarca, Başkırca, Yakutça, Çakasça, Tuva, Altayca ve Çin'de Uygurca.

Ülkelere göre Türk dilleri

Türk dilleri Avrupa'nın ve Asya'nın otuz ülkesinde konuşulur. Tablo alt gruplara ayrılmıştır ve sayılar sadece ana dili olarak konuşanları göstermektedir.

Tükenmek üzere olan Türk dilleri

Bazı diller sadece birkaç yaşlı kişi tarafından konuşulmaktadır ve yok olma yolundadırlar. Kaybolmak üzere olan diller şunlardır:

  • Güney Sibirya'da Tofa ya da Karagasça
    [*]Litvanya'da ve Polonya'da Karaimce
    [*]Musevi-Kırım-Tatarcası
    [*]Kuzeybatı Çin'de I-li Turki (I-li ovasında).

Sadece birkaç bin konuşanı kalmış olanlar:
  • İran'da Aynallu dili
    [*]Çin'de Yugurca (Gansu ili)
    [*]Kaşgarca (Kaşgar ili)
    [*]Kuzey Sibirya'da Dolganca
    [*]Güney Sibirya'da Çulimce (Altay bölgesinin kuzeyinde Çulım ırmağı kenarında).

Diğer Türk dilleri böyle bir yok olma tehlikesi taşımıyor ve büyük Türk dillerinin konuşucu sayısı giderek artmaktadır.

Türk dillerinin sınıflandırılması

Sınıflandırma sorunları

Dillerin benzerliğinden ve tarihte birbirlerinden çok etkileşmiş olmalarından dolayı, Türk dil grubunun sınıflandırılması kolay değildir. Ayrıca Türk halklarının geçmişteki göçebe yaşam tarzı coğrafi sınırlar çizilmesini de zorlaştırır. Bu yüzden farklı sınıflandırmalara rastlamak mümkündür. Çoğu, Rus dil bilimcisi Aleksander Samoiloviç'in 1922'de yaptığı sınıflandırmanın üzerine kurulmuştur. Dil ailelerindeki sınıflandırmaların genellikle genetik bilgilere dayanarak yapılmasına rağmen, Türk dil grubunda coğrafi dağılım daha büyük rol oynamaktadır.

Çuvaşçanın farkı

Çuvaşça, çoktan ölmüş eski Ön Bulgar dili ile birlikte diğer Türk dillerine daha uzak kalan Bolgarca dalını oluşturur. Bazı bilimciler, diğer Türk dillerinden farklı olduğu için Çuvaş dilini gerçek Türk dili olarak tanımazlar. Bu büyük farkın, diğer Türk dillerinden daha erken ayrılmasından kaynaklanmış olup olmayacağı sorusu henüz yanıtlanamamıştır. Bu farklardan birisi diğer Türk dillerinde sonu /-z/ ile biten sözcüklerin /-r/ ile bitmesidir:
Çuvaşca "tahar", ama Nogayca "togiz" – ("dokuz")Çuvaşca "kör", ama Türkçe "köz" Çuvaşça Rusya'nın Avrupa tarafında, Moskova'nın doğusunda Çuvaşistannda 1 milyon kişi tarafından konuşulur. Başkıristan ve Tataristan'daki konuşucuları ile birlikte toplam 1,8 milyon konuşanı vardır. Çuvaşlar Hristiyan-Ortodoks'tur ve Kiril alfabesi'ni kullanırlar, Çuvaşça dergiler, gazeteler, radyo ve TV programları vardır. Kendilerini kültürel ve tarihsel olarak Volga Bulgarlarının torunları olarak görürler.

Halaçcanın farkı

Diğer Türk dillerine en uzak kalan Halaç dilidir. Dil bilimcisi Gerhard Doerfer'in görüşüne göre Halaç, Türk dillerinin Argu grubunun son üyesidir. Türkçe'den çok erken ayrılmış ve 13. yüzyılda İran'da, etrafı Farsça konuşanlarla çevrili kalmıştır. (Yani ETHNOLOGUE 2005'te [1] iddia edildiği gibi, Azerice ile yakın akrabalığı yoktur). Halaç bugün 40.000 kişi tarafından İran'ın Kom ve Akar illerinde konuşulur ve İran'daki Türk dilleri arasında en ilginçlerindendir. Diğer lehçelerden ayrı kalması ve Farsça'dan etkilenmesine rağmen, ana dilden parçalar korumuştur. Ancak sesi Farsça'ya benzer.

Diğerleri

Türk dillerinin diğer dört grubu günümüzdeki coğrafi dağılımlarına göre değil, eski kavimlerin dağılımına göre sınıflandırılmıştır. Böylece;

  • Kıpçakça: Kuzeybatı Türkçe
    [*]Oğuzca: Güneybatı Türkçe
    [*]Uygurca: Güneydoğu Türkçe ve
    [*]Sibirya Türkçesi diye ayrılırlar.

Yakutça ve Dolganca da uzun süre ayrı kalmalarından dolayı diğer Türk dillerinden farklıdır. Bu diller zamanla daha çok Tunguz ve Moğol dillerine yaklaşmışlardır, diğer dillerdeki Arapça ve Farsça sözcükler bunlarda bulunmaz.
Müslüman Türk halklarının dillerinin benzemesinde, İslam'a geçişle birlikte Arapça ve Farsça'dan etkilenmiş olmalarının da payı vardır. Eski Sovyetler Birliği'nde yaşayanlar Rusça'dan da etkilenmişlerdir.

Modern dil biliminde sınıflandırma

En son verilere göre, (B. Johanson-Csató, The Turkic Languages 1998), Türk dil grubunun sınıflandırması şu şekilde yapılır (konuşucu sayıları 2006 yılına göre verilmiştir):
Türk dili

  • Ogurca (yada Bolgarca)
    • Bolgarca (ölü), Çuvaşça (1,8 milyon)

    [*]Türkçe (Genel isim olarak kullanımı)
    • Kıpçakça (Kuzeybatı Türkçe)
      • Batı: Kırım-Tatarcası (500.000), Kumıkça (280.000), Karaçay-Balkarcası (250.000), Karaimce (ölmek üzere), Kumanca (ölü)
        [*]Kuzey: Tatarca (6,6 milyon), Başkırca (2,2 milyon)
        [*]Güney: Kazakça (11 milyon), Kırgızca (3,7 milyon), KarakalpakçaNogayca (70.000) (400.000),

      [*]Oğuzca (Güney-Batı Türkçe)
      • Batı: Türkiye Türkçesi (60 milyon, ikinci dil olarak konuşanlarla 70 milyon), Azerice (30 milyon, ikinci dil olarak konuşanlarla 35 milyon), Gagavuzca (330.000)
        [*]Doğu: Türkmence (6,8 milyon), Horosan-Türkçesi (400.000 ?)
        [*]Güney: Kaşgayca (1,5 milyon), Afşarca (300.000), Aynallu dili (7.000), Sonkori (?)
        [*]Salar: Salarca (60.000)

      [*]Uygurca (Güneydoğu Türkçe)
      • Çagatay Çagatayca (ölü)
        [*]Batı: Özbekçe (24 milyon)
        [*]Doğu:
        • Eski Türkçe (Orhon Kök, Yenisey Kök, Eski Uygurca, Karahanlıca) (ölü)
          [*]Uygurca (8 milyon)
          [*]Yugurca (Batı Yugur) (5.000)
          [*]Aynu dili (Ainu) (7.000)
          [*]İli Turki dili (100)


      [*]Sibirce (Kuzeydoğu Türkçe)
      • Kuzey:
        • Yakutça (360.000), Dolganca (5000)

        [*]Güney:
        • Yeniseyce Çakasça (65.000), Şorca (10.000)
          [*]Sayan Tuvince (200.000), Tofa (Karagasça) (ölü)
          [*]Altayca Altayca (50.000) (lehçeleri: Oyrotça; Tuvaca, Kumanda, Ku; Teloytca, Telengitçe)
          [*]Çulim Çulimce (500)


      [*]Argu
      • Halaçca (Kalayca) (42.000)



Sınıflandırmanın kriterleri

Üstteki sınıflandırmada coğrafi dağılımın yanısıra geleneksel dil biliminin kriterleri de dikkate alınmıştır:

  • Ogur dil grubundaki /-r/ yerine /-z/ kullanılması, bu dil grubunu diğerlerinden ayırır.
    [*]Sibirya-Türk dillerini diğerlerinden farkına bir örnek: Tuvaca dilinde "adak", Yakutça "atah" diğerlerinde ise "ayak" denir. Sadece Halaç dilinde "hadak" denir.
    [*]Oğuz dil grubu diğerlerinden sonek başlatan /G/'nin eksik olmasıyla ayrılır. Örnek: "kalan" (kalmak), diğer Türk dillerinde "kalGan"; "bulanmak", diğerlerinde "bulGanmak".
    [*]Sonekin sonuna eklenen /G/ güneydoğu Türk grubunu kuzeybatı grubundan ayırır: Uygurca "taglik" ama Tatarca "tawlı" – (dağlık).

Sözlük karşılaştırması

Bu tablo, önemli sözcükleri farklı Türk dillerinde karşılaştırır, böylece Çuvaşça'nın ve Yakutça'nın farklığını ve diğerlerinin birbirine yakınlığını görmemizi sağlar. Bazı sözcüklerin tabloda eksik olması, o dilde o sözcüğün varolmadığı anlamına gelmez. Bazı dillerde bazı sözcükler farklı etimolojik kökten gelirler ve bu yüzden karşılaştırılması anlamlı değildir.

Türk dillerinin kullanmış oldukları alfabeler

  • En eski Türk yazıları Orhun-Yenisey ve Turan runlarıdır. Bunların çoğu 8'nci yüzyıldan kalmadır. Bu yazı, eski Germen runlarına benzediği için Run olarak adlandırılır, ama aralarında akrabalık yoktur.


  • Asıl yazı geleneği 10. yüzyılın sonlarında ve 11. yüzyılın başlarında Güneydoğu Türk halklarında, Karahanlılar döneminde, eski Türk dilinin bir lehçesi olan Karlukça ile gelişir.


  • Güneybatı Türkçe dillerinin yazıya alınması, 10. ve 11. yüzyılda Selçuklu dili ile başlar. Kardeş diller olan Eski Osmanlıca ve Eski Azeri dillerinden günümüz Türkiye Türkçesi ve Azerice gelişmiştir.


  • 14. yüzyılın Harezm Türkçesi de Güneybatı Türk dillerine mensuptur. Bu dilden günümüz Horasanca ve Türkmence gelişmiştir.


  • Kuzeybatı Türkçe dillerine ait en eski belgeler, Kumanca dili ile yazılmış olan Codex Cumanicus'dur ve 14. yüzyıldan kalmadır. Bu dilin günümüzdeki torunları Tatarca ve Başkırcadır.


  • Volga Bulgar dilinde yazılmış en eski yazılar 13. ve 14. yüzyıldan kalmadır. Bu dilden ya da buna yakın bir dilden Çuvaş dili gelişmiştir.


  • Güneydoğu Türkçe dillerinden olan Çağatayca yazıların 15. yüzyıla dayanan örnekleri bulunmuştur. Çağatayca günümüz Uygurca ve Özbekçe'sinin temelini oluşturur.

Türk dilinin yazılışları
  • Klasik Edebiyat dilleri olan Osmanlıca, Azerice, Çağatayca, Tatarca ve Kırım Tatarcası sadece Arap alfabesini kullandılar.


  • 1924-1930 yılları arasındaki sürede başka Türk dilleri de, önce yalnız Azerice'de kullanılan latin alfabesi ile yazılmaya başlandı.


  • 1936-1940 yıllarında Rus bölgelerinde, Türk dillerince değiştirilmiş bir Kiril alfabesi kullanılmaya başlanmıştır. Arap ve Latin alfabesi kullanan Türk dilleri birbirlerıne daha da yakınlaşırken, Kiril alfabesi kullanan diller farklılaşmışlardır. Dillerin farklılaşarak ayrı diller haline gelmesi desteklenmiştir.


  • 1990'lı yıllarda Sovyetler Birliği'nin yıkılmasıyla yeni Türk Cumhuriyetleri kurulmuştur. Bu ülkeler, yani Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan, 2005 yılına kadar Türk dillerine uygun bir ortak Latin alfabeye geçmek için antlaşma imzalamışlardır. Amaç Türk kültür mirasının korunmasıdır. Ayrıca diğer ülkelerde yaşayan Türk azınlıkların 2010'a kadar bu ortak alfabeye katılmaları gerektiğine karar verilmiştir.


  • Türk dilleri konuşan Museviler, İbrani alfabesi'ni kullanırlar.


  • Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki Kıbrıs Türkleri de Türkiye Türkçesi'ni kullanırlar.

"Dil" ve "Lehçe" tartışması

Türkiye'de Türk dilleri ailesinin adlandırılması, ve bu dillerin sadece bir dil mi yoksa birçok diller mi oldukları hakkında farklı fikirler yaygındır. Türk Dil KurumuAnkara Üniversitesi Türk dillerini öteden beri "lehçe" sayar ve "Türk dilleri" deyiminden kaçınır. İstanbul Üniversitesi ise, daha aşırı bir tutumla, "lehçe" deyimini yalnız Çuvaşça ve Yakutça"variety of speech") saydığı "şive" sözü ile adlandırmaktadır. Bu durumda, Türk dillerinin Türkiye'deki adlandırmalarında üç ayrı görüşle karşı karşıyayız demektir: yayınlarında, önceleri "Türk lehçeleri" adı benimsenmişken, sonraları bu ad yanında "Türk dilleri" deyimine de yer verildiği görülmektedir. gibi öbürlerinden çok farklı iki Türk dili için kullanmakta, bu diller dışındaki bütün Türk dillerini "lehçe"nin de altında bir konuşma türü (

  • Dünya Türk dil bilimi çevreleri, Türk Dil Kurumu ile Hacettepe Üniversitesi'nden Türkolog ve Altayist Talat Tekin'in görüşü: Diller,
    [*]Ankara Üniversitesi'nin görüşü: Lehçeler,
    [*]İstanbul Üniversitesi'nin görüşü: Çuvaşça ile Yakutça lehçe, diğerleri şive.

"Lehçe"nin anlamı

Ana madde: Lehçe (dil bilimi)
Dil biliminde bir konuşma türünün dil mi yoksa lehçe (diyalekt) mi olduğunu saptamak için kullanılan tek dil bilimsel ölçüt karşılıklı anlaşılabilirlik ("mutual intelligibility") ölçütüdür. Bu ölçüt, sıradan bir kimsenin dille ilgili şu yalın yargısına dayanır: "Aynı dili" konuşan insanlar birbirlerini anlayabilirler, ya da aksine birbirlerini anlamayan insanlar "ayrı diller" konuşuyorlar demektir.

Örnek: Altayca-Türkçe deneyi

  • Ol onçozınañ ozo cortop oturdı = O, herkesten önce gitti.
    [*]Keçe eñirde bis kinodo bolgonıbıs = Dün akşam biz sinemada idik.
    [*]Bu biçik cûkta çıkkan = Bu kitap yakında çıktı.

Örnek: Hakasça-Türkçe deneyi
  • Sírerge par kilerge miníñ mâm çoğıl = Size gelmek için vaktim yok.
    [*]Anıñ üçün ahça tölirge ayastığ = Onun için para ödemek yazık (olur).
    [*]Ol şkolanı am dâ tôspan = O, okulu henüz bitirmedi.

Örnek: Çuvaşça-Türkçe deneyi
  • Vírenekensem şkula kayríš = Öğrenciler okula gittiler.
    [*]Kíneke sítel šinçe vırtat = Kitap, masa(nın) üstünde duruyor.

Yukarıdaki Çuvaşça cümleleri Türk dil bilimi öğrenimi görmemiş, Çuvaşça öğrenmemiş bir Türk'ün anlayamayacağı açıktır. Türkçe bilmeyen bir Çuvaş'ın da bu cümlelerin Türkçe karşılıklarını anlayamayacağını kesinlikle ileri sürebiliriz. O halde, Çuvaşça ile Türkçe arasındaki karşılıklı anlaşılabilirlik oranı sıfırdır ve bunlar iki ayrı dildir diyeceğiz. Yani yukarıda karşılaştırılan dillerin arasındaki farklılıklar asla "lehçe" denilebilmesi için yeterli değildir.
 

20Temmuz

Alpagut Han
Katılım
20 Şub 2008
Mesajlar
838
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Beşparmaklar
Cevap: Türk Dilleri Ailesi

Umudun Türkçe Olsun


Dünyanın en köklü ve zengin medeniyetlerinden birine sahip olan Türk milletinin dili de medeniyetiyle birlikte gelişmiş, zenginleşmiştir.

Dil milleti millet yapan temel değerlerin başında gelir. Yüksek Türk kültürünün temeli dildir. Milli birlik için öncelikle dil birliği gerekir. Bir ülkede kullanılan dilin birliği ya da çeşitliliği ülkenin milli birlik ve beraberliğinin göstergesidir. Bu nedenledir ki bir milleti yozlaştırmak isteniyorsa öncelikle o milletin dili yozlaştırılır. Şurası bir gerçektir ki aynı dilin farklı lehçeleri vardır. Zaten böyle de olması gerekir. Farklı lehçeler ayrı birer dil olarak değerlendirilemez. Ülkemizde etnik farklılıkların ön plana çıkarılması ve yapay milletlere yapay diller üretme çabası boşuna değildir! Bu çerçevede etnik farklılıkları zenginlik değil de ayrılık faktörü olarak görüp, lehçeleri dahi ayrı birer dil olarak algılayıp bu yönde siyaset yapmak, iyi niyetli bir yaklaşım olarak değerlendirilemez.

Türkçeye yapılan saldırlar ve Türkçe üzerinde oynanan oyunlar karşısında çok dikkatli olmalıyız. Dil, bir milletin namusudur. Birey namusuna ne denli sahip çıkıyorsa, toplum da diline o denli sahip çıkmalıdır. Aksi, namussuzlukla eş değerdedir.

Yabancı bir kelimeyi yanlış telaffuz etmek, ayıplanma nedenidir. Ancak öz dilimizin, Türkçenin, yanlış kullanımı ne yazık ki sıradanlaşmış alışılmış bir hal almıştır. Oysaki Türkçenin yozlaşması demek Milli Devletin-Milletin yozlaşması, aşama aşama yok olması demektir. Mustafa Kemal Atatürk bu hususta şunları söylemektedir “Türk milletinin dili Türkçedir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yüceltmek için çalışır... Türk dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği sayısız felaketler içinde ahlakının, geleneklerinin, hatıralarının, çıkarlarının, kısaca bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk dili Türk milletinin, kalbidir, zihnidir.”

Bu noktada asıl görev devlete düşmektedir. Çünkü yozlaşma kültüründe en etkili ve herkesin maruz kaldığı silah kitle iletişim araçlarıdır. Devlet kitle iletişim araçlarını ciddi biçimde denetlemelidir. Aksi, Türkçenin yozlaşmasına göz yummaktır. RTÜK’ün mevcut yapısı bu işlevi yerine getirecek durumda değildir.

Özellikle genç nesil arasında “yes, okey, what…” gibi yabancı sözcükler yaygın bir şekilde sanki Türkçeymiş gibi kullanılmaktadır. “Türkçe eğitime yes” gibi klişeleşmiş cümleler içler acısı durumun en basit göstergesidir.

Elbette Türkçe gibi köklü ve zengin bir dilin birden bire yabancı dillerin işgaline girmesi mümkün değildir. Zaten tasarlanan bu durumun aşama aşama gerçekleştirilmesidir. Bugün dahi Irak’ta, İran’da, Bosna’da yalnızca Türkçe bilerek yaşanabilmektedir. Daha da ötesi Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar uzanan Turan Coğrafyası’nda yalnızca Türkçe ile kolayca seyahat edilebilmektedir. Bu durum dilimizin yaygınlığının ve zenginliğinin göstergesidir.

Elbette ki Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Türk milletinin milli dili ve milli benliği bütün hayatında egemen ve esas kalacaktır.” Ancak bunun için yine Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Türk dilinin sadeleştirilmesi, zenginleştirilmesi ve kamuoyuna bunların benimsetilmesi için her yayın vasıtasından faydalanmalıyız. Her aydın hangi konuda olursa olsun yazarken buna dikkat edebilmeli, konuşma dilimizi ise ahenkli, güzel bir hale getirmeliyiz.”

Ayrıca Karamanoğlu Mehmet Beyin 732 yıl önce yaptığı gibi Türkçe ferman ilan etmeliyiz. Divanda, dergâhta, bârgâhta, mecliste, meydanda Türkçeden başka dil kullanılmasını yasaklamalıyız. Sömürge devlet izlenimi veren yabancı dükkân tabelalarından kurtulmalıyız. Türkçeyi yabancı sözcük işgalinden kurtarmak için dilde kurtuluş savaşı başlatmalıyız.

Türkçe var olduğu müddetçe, Türk Milleti de var olacaktır.

Türkçe güçlendikçe, Türk Milleti de güçlenecektir.

Türkçe Düşün, Türkçe Konuş, Türkçe Sev, Umudun Türkçe Olsun.

Sevgi, Saygı, Dua ile…


Salim BAYGIN​
 

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Türk Dilleri Ailesi

Çince, Hintçeden sonra dünyadaki 3. ana dil Türkçedir.

Kullanılan dillerde ingilizce ilk sırada ama ana dilde hayli gerilerde.
 

TOZKOPARAN

New member
Katılım
17 Haz 2009
Mesajlar
23
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Türk Dilleri Ailesi

Turkiye Turkcesi:
> Yakinda bakkal var mi?
> Bana bakkaldan ekmek getirir misin?
> Bir kilo seker istiyorum.
> Yarim kilo yemeklik yag verin.
> Unun kilosu kaca?

Azeri Turkcesi:
> Bu yahinlarda erzag dukkani varmi?
> Dukandan mene corek getirersiniz mi?
> Hahis edirem bir kilo gend verin.
> Yarim kilo kere yagi istiyrem.
> Unun kilosu neceyedir?

Turkmen Turkcesi:
> Golayda bakgal barmi?
> Manga bakgaldan corek getirip bilersingmi?
> Bir kilo seker isteyerin.
> Yarim kilo iymeklik yag bering.
> Uning kilosi nece?

Ozbek Turkcesi:
> Yakinda bakkal barimi?
> Mange bakkaldan nan alip gelesizmi?
> Bir kilo seker isteymen.
> Yarim kilo avkatlik yag bering.
> Uning kilosu kanca?
>
> Uygur Turkcesi:
> Yakinda bakkal dukini barmu?
> Bakkalga berip, manga nan ekilip biremsiz?
> Bir kilo seker isteymen.
> Yerim kilo tamaklik may bering.
> Uning kilosu kance?

Kirgiz Turkcesi:
> Cakin aynalada dukon barbi?
> Maga dukondon nan alip kelesizbi?
> Bir kilogram kant beringiz.
> Carim kilogram margarin bering.
> Undun kilogrami kanca?

Kazak Turkcesi:
> Cakin cerde duken bar ma?
> Magan dukkennen bir nan alip kekesing be?
> Bir kilogram kant kerek.
> Carti kilogram tamak pisiratin may beringiz.
> Uning kilogrami kansa aksa?

Tatar Turkcesi:
> Yakinda kibit barmi?
> Minga kibitten ipiy ipiy almassizmi?
> Ber kilo seker alirga tilim.
> Yarti kilo usimlik mayi birigiz.
> Unning kilosi nice sum tura
 
Üst